Esas No: 2011/5504
Karar No: 2012/2629
Karar Tarihi: 20.03.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5504 Esas 2012/2629 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyize konu 230 ada 49, 60, 68, 74, 76, 85, 98, 237 ada 1, 2, 238 ada 11, 16 ve 17 parsel sayılı 1067.71, 1535.58, 2547.39, 1062.51, 1881.47, 4444.99, 3083.43, 1149.67, 1490.17, 916.55, 1280.67 ve 1465.67 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 230 ada 49 ve 60 parsel sayılı taşınmazlar satın alma ve paylaşma, 230 ada 74, 237 ada 1, 238 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 238 ada 11 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., aynı nedenle 230 ada 68, 85 ve 98 parsel sayılı taşınmazlar ..., 230 ada 76 parsel sayılı taşınmaz davalı ... ve ..., 237 ada 2, 238 ada 17 parsel sayılı taşınmazlar ise ... adlarına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., taşınmazların ortak muristen geldiğini ve taksim edilmediğini ileri sürerek; ... ve ... tapu kaydı nedeniyle adlarına tespit gören 230 ada 67 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği; ..., ..., ...,.... vekili ise, taşınmazların murisleri ..."a ait olduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacılar ... ve ..."nin davasının kısmen kabulüne, davacılar ..."in davalarının reddine; çekişmeli 230 ada 49, 60, 74, 237 ada 1, 2, 238 ada 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi, 230 ada 68, 76, 85, 98 ve 238 ada 11 parsel sayılı taşınmazların ise muris ... mirasçıları adlarına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ..., davacı ..., davacılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili, davalı ... ise davalı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz eden, davacı ...’ye kararın tebliğ edildiği 2.3.2010 tarihi ile temyiz tarihi olan 18.3.2010 tarihi arasında Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu"nun 432/1. maddesinde öngörülen temyiz süresinin geçtiği belirlenmiş olup, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.6.1990 tarih 1989/3 Esas ve 1990/4 sayılı kararı ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432/4. maddesi gereğince, davacı ...’nin temyiz inceleme isteminin süre yönünden REDDİNE,
2- Davacı ...’ın 230 ada 49, 60, 74, 237 ada 1 ve 238 ada 16 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyizine gelince; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı ...’ın 24.10.2008 tarihli celsedeki imzalı beyanı ile davalı ...’ye karşı açtığı davasından feragat etmesine, usulüne uygun feragat beyanının davayı sonuçlandıran taraf işlemi olmasına göre davacı ...’ın 230 ada 49, 60, 74, 237 ada 1 ve 238 ada 16 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlar ile ilgili hükmün ONANMASINA,
3- Davalı ...’nin 230 ada 68, 76, 85 ve 98 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyizi ile davalı ... oğlu ...’nin 238 ada 11 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyizine gelince; Mahkemece, adı geçen davalılar yönünden kabul beyanı gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların temyize konu bölümlerinin, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Temyiz eden ... ile ...’nin babası ... 29.4.2008 tarihli celsedeki imzalı beyanında "taşınmazların ortak muris ..."den geldiğini ve tüm mirasçılara intikal ettiğini, mirasçılar arasında taksim olmadığını" beyan etmiştir. Davalının bu beyanının, kayıtsız şartsız olarak davacıların dilekçelerindeki "netice-i talebin" kabulüne ilişkin bir beyan niteliğinde bulunmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davalı tarafın kabulünden söz edilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili delilleri toplanıp, taşınmazların başında yöntemine uygun şekilde keşif yapılmak suretiyle değerlendirilmelidir. Keşifte davalının duruşmada ileri sürdüğü beyanı okunup, hatırlatılarak, HMK"nun 308. maddesi anlamında davayı kabul edip etmediği sorulmalı; davalının, davayı kabule ilişkin beyan ve idaresinin bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, miras bırakandan kalmış ise terekenin mirasçıları arasında yöntemince paylaşılıp, paylaşılmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları alınmalı, davalının yukarıda sözü edilen beyanının ikrar niteliğinde olup olmadığı tartışılmalı; tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilmek suretiyle davalının beyanının değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, çekişmeli 230 ada 68, 76, 85 ve 98 ve 238 ada 11 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hükmün BOZULMASINA,
4- Davacı ... Yüzbaşıoğlu vekilinin temyizine gelince; davacı ... Yüzbaşıoğlu tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydı nedeniyle 1/2 payı adına tespit edilen 230 ada 67 parsel sayılı taşınmazın miktarının eksik tespit edildiği iddiası ile dava açtığı halde; mahkemece, adı geçenin davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gibi, bu davacının karar başlığında gösterilmemesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
5- Davacı ... vekilinin temyizine gelince; davacı ... da tapu kaydı nedeniyle 1/2 payı adına tespit edilen 230 ada 67 parsel sayılı taşınmazın miktarının eksik tespit edildiği iddiası ile dava açmıştır. Askı ilan süresi içerisinde açılan davanın, komşu taşınmazların maliklerine yönelik olacağı kuşkusuzdur. Kadastro tespitine itiraz davaları davaya konu taşınmazların tespit maliki aleyhine açılır. Ne var ki, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ... (İbişoğlu)"nin, bildirilen 230 ada 66, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 238 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tespit maliki olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön göz önünde bulundurularak davacı ... tarafından açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında red kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
6- Davacılar ..., ..., ... ve ...vekilinin birlikte temyizine gelince; davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak parsel numarası belirtmeksizin ve davalı olarak ...’ı göstermek suretiyle dava açmışlardır. Kadastro tespitine itiraz davalarının yukarıdaki bente de açıklandığı üzere tespit maliklerine yöneltileceği kuşkusuzdur. Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ...’ın, yargılama sırasında dava konusu oldukları gerekçesiyle mahkemeye bildirilen çekişmeli 238 ada 16, 17, 237 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların da aralarında bulunduğu 40 adet parselin tespit maliki olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön göz önünde bulundurularak davacılar tarafından bu parsellere yönelik açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, 238 ada 16, 17, 237 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.