Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5586 Esas 2012/2623 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5586
Karar No: 2012/2623
Karar Tarihi: 20.03.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5586 Esas 2012/2623 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan davada, çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümleri üzerinde ekonomik amaca yönelik ve süreklilik arz eden zilyetliklerinin olmadığı belirlendiği için davacıların lehine Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldı. Bu nedenle, davacıların çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümleri hakkındaki davalarının reddine ve bu bölümlerin tespitteki vasfıyla davalı Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtildi. Kararda, Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri hakkında detaylı açıklama yapılmadı.
16. Hukuk Dairesi         2011/5586 E.  ,  2012/2623 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleri yönünden yetersiz inceleme sonucu verilen hükmün isabetsiz olduğu belirtilerek, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihyaya konu olup olmadığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüşünün yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanması, beyanların getirtilecek komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmesi, taşınmazın niteliği ile ilgili jeolog bilirkişi ve ziraatçi bilirkişi kurulundan rapor alınması, memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planında taşınmazın bulunduğu yerin ne olarak gösterildiğinin belirlenmesi, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişileri tanık olarak dinlenilerek toplanan delillerin sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 691 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (691/A) olarak gösterilen bölümünün payları oranında davacı ... ve müşterekleri adlarına, (691/B) olarak gösterilen bölümün payları oranında davacı ... ve müşterekleri adlarına tesciline, (691/C) olarak gösterilen bölümün ise payları oranında davacı ... ve müşterekleri adlarına tesciline aynı raporda (D) harfi ile gösterilen bölüm yönünden verilen önceki hükmün, Yargıtayca onanmak suretiyle kesinleşmiş olması nedeniyle bu bölüm hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve kesinleşen karar doğrultusunda işlem yapılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (691/A), (691/B) ve (691/C) harfleri ile gösterilen temyize konu bölümlerinin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, adlarına tescil kararı verilenler yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı tarafın çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümleri üzerinde ekonomik amaca yönelik ve süreklilik arz eden zilyetliklerinin olmadığı yapılan keşiflerde alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile belirlendiği gibi, taşınmazın niteliğine ilişkin zirai bilirkişi raporları, bu raporu destekleyen taşınmazın her yönünden çekilmiş fotoğrafları, amenajman planı ve hava fotoğraflarını uygulayan orman bilirkişi raporundan çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümlerinin imar ve ihya edilmediği de anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacılar yararına Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davacıların çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (691/A), (691/B) ve (691/C) harfleri ile gösterilen temyize konu bölümleri hakkındaki davalarının reddi ile bu bölümlerin tespitteki vasfıyla davalı Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 20.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.





















    Hemen Ara