Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3059 Esas 2012/2442 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3059
Karar No: 2012/2442
Karar Tarihi: 15.03.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3059 Esas 2012/2442 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/3059 E.  ,  2012/2442 K.
  • KADASTRO TESPİTİNDEN DOĞAN ZİLYETLİK
  • AYNI KADASTRO PARSELİ HAKKINDA AÇILAN
  • DAVALARIN BİRLİKTE GÖRÜLMESİ ZORUNLULUĞU
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (6100) Madde 166
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 45
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 1

"İçtihat Metni"

ÖZET: KADASTRO HAKİMİ TAŞINMAZ MALLARIN SINIRLARINI ARAZİ VE HARİTA ÜZERİNDE BELİRTEREK HUKUKİ DURUMLARINI TESPİT ETMEK SURETİYLE YASADA ÖNGÖRÜLDÜĞÜ ŞEKİLDE TAPU SİCİLİNİ OLUŞTURMAK, DOĞRU UYGULANABİLİR, AÇIK VE İNFAZDA TEREDDÜT DOĞURMAYACAK NİTELİKTE HÜKÜM KURMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. İNFAZDA ŞÜPHE VE TEREDDÜT OLUŞMAMASI İÇİN AYNI KADASTRO PARSELİ HAKKINDA AÇILAN DA­VALARIN BİRLİKTE GÖRÜLMESİNDE ZORUNLULUK OLUP, AYNI TAŞINMAZA İLİŞKİN BULUNAN DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERİLMESİ GE­REKİR.

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde ol­duğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görü­şüldü:

Kadastro sırasında 118 ada 209 parsel sayılı73.702,26 metrekareyüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Mevlüt satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1746.64 metrekarelik bölümünün davacı adına, geriye kalan 71955,62 metrekarelik bölümünün ise Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, çekişmeli 118 ada 209 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak davacı Mevlüt tarafından açılan 2006/25 Esas sayılı dava dosyası, yargılama sırasında aynı parsel hakkında davacı Ali tarafından açılan 2005/28 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş, ancak 08.04.2010 tarihli celsede davalar ay­rılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ön­gördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda te­reddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Aynı taşınmaz hakkında birbirinden farklı hükümler kurulması halinde infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı, amaçlanan tapu sicilinin tesis edilemeyeceği açıktır. Bu ne­denle, kadastro mahkemelerinde, aynı kadastro parseli hakkında açılan da­vaların birlikte görülmesinde zorunluluk vardır. Hal böyle olunca mahkemece, aynı taşınmaza ilişkin bulunan davaların HUMK’nın 45 ve devamı maddeleri ile HMK’nın 166 ve devamı maddeleri gereğince birleştirilmesine karar vermek gerekirken, ayrı ayrı yargılamaya devam edilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, davalı Hazine’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZUL­MASINA), bozma nedenlerine göre davalı Hazine’nin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 15.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara