Esas No: 2012/1581
Karar No: 2012/2191
Karar Tarihi: 12.03.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/1581 Esas 2012/2191 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 105 ada 36 parsel sayılı 7.880,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 46/1. maddesinde yazılı koşulların lehine oluştuğundan bahisle davalı ... Sükut adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın kamu orta malı niteliğinde mera olduğu iddiasına dayanarak dava açmış, yargılama sırasında 4753 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı Hazinenin davasının reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli parselde davalı ve murislerinin Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından önce 20 yıldan fazla zilyetliğinin olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın sınırında 105 ada 34 sayılı mera parseli bulunduğu halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin de kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı araştırılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde Toprak Tevzi Komisyonu tarafından çalışma yapıldığı da dikkate alınarak, varsa mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları ile, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, komşu 105 ada 34 sayılı mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte bir unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, öncesinin kadim mera olmaması halinde Hazine adına oluşan tapu kaydından önce davalı lehine edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, taşınmazın tahsis haritası kapsamında kalıp, öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli, çekişmeli parselin komşu parsellerinin kesinleşen hükümlerinden yararlanılmalı, gerektiğinde derdest olan komşu parsel dosyaları ile birleştirme hususu düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.