Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3767 Esas 2022/6838 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3767
Karar No: 2022/6838
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3767 Esas 2022/6838 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/3767 E.  ,  2022/6838 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

    Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Tazminat talebinin dayanağı olan İdil Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/90 Esas – 2008/111 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 2820 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 3.600,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine karar verildiği, 03/10/2012 tarihinde kesinleşerek infaz edildiği, akabinde Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru neticesinde, davada yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar olduğunun anlaşılması ile, davacı hakkında yeniden yargılama yapıldığı ve davacının beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 18/05/2015 tarihinde kesinleştiği, mahkumiyet tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
    Davacının 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın mahkumiyet kararı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 3.600 Tl maddi tazminata ödeme tarihlerinden, 500 TL manevi tazminata ise mahkumiyet kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, mükerrer tazmine neden olmamak açısından davacı tarafından ödenen adli para cezası miktarının bir şekilde davacıya iade edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında davacının gözaltında veya tutuklu kalmadığı, yalnızca yargılamanın yenilenmesi ile iptal edilen mahkumiyet kararında hükmolunan adli para cezasını ödediği dikkate alınarak, davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, söz konusu adli para cezasının davacıya iadesinin sağlandığının tespiti üzerine davacının tazminat taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmakla;
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarna ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin tamamının hükümden çıkarılması ve yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... Hazinesine verilmesine” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara