MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 205 parsel sayılı 20700 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydına, pay satışına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak...ile mirasçılarının tam olarak bilinemediğinden bahisle ölü ... adlaına tespit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen Hazine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece "... aleyhine davanın husumet nedeniyle reddinin isabetsiz olduğu vurgulanarak mirasçıların davaya çağrılıp işin esasına girilmesi" gereğine değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında ... oğlu ... oğlu ..., ... oğlu ...oğlu ... oğlu ... ve ... oğlu ... ile ... oğlu ... ve ... oğlu...miras hakkına dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Hazinenin davasının reddine, katılanlar ... ve ..."ın davasının kabulüne, çekişmeli parselin tamamı 322560 pay kabul edilerek hisseleri oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine ve mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılmış olmasına göre davalı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak kadastro hakimi infazı kabil hüküm kurmak zorundadır. Mahkemece verilen hükümde pay ve paydanın birbirini tutmadığı, bir kısım ... mirasçılarının unutularak haklarında hüküm kurulmadığı, mirasçılar arasında pay dağıtımının denetime elverişli yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için; çekişmeli taşınmazda 1/2 oranında pay sahibi olan ..."ün tüm mirasçılarını gösterir nüfus kayıtları getirtilerek mirasçıların tereddüde yer vermeyecek şekilde kimlik bilgileri ile pay oranları belirlenmeli, gerektiğinde uzman bilirkişiden pay oranları ile ilgili ve denetime elverişli rapor alınabileceği düşünülmeli ve sonucuna göre infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm tesis edilmelidir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; katılanların tümünün karar başlığında gösterilmemiş olması dahi isabetsiz olduğundan davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.