Esas No: 2011/743
Karar No: 2012/1871
Karar Tarihi: 23.02.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/743 Esas 2012/1871 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 121 ada 56 parsel sayılı 23.067,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, taşlık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Hazine ve ... aleyhine dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının Hazine aleyhine açtığı davanın esastan reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline, ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz istemi, Hazine aleyhine açılan davanın reddi kararına yöneliktir. Çekişmeli taşınmaz kadastro sırasında, "devletin hüküm ve tasarrufu altında olup tarım alanına dönüştürülmesi mümkün bulunan yerlerden" olması nedeniyle Hazine adına ve taşlık vasfıyla tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunduğu ve adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının oluştuğu iddiasına dayanarak dava açmış; yargılama sırasında, çekişmeli taşınmazın öncesinin babasına aitken sağlığında kendisine bağışladığını ve toplam zilyetliklerinin 20 yılı aştığını belirtmiştir. O halde davacı ile Hazine arasında görülmekte olan davada ihtilaf, çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine yöneliktir. Gerek mahallinde yapılan keşifte ve gerekse de duruşmada dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında, çekişmeli taşınmazın öncesinin davacının dedesine aitken ondan davacının babası ..."e kaldığı, onun zilyetliğinde iken sağlığında taşınmazlarını erkek çocuklarına bağışladığı ve çekişmeli taşınmazın da davacıya isabet ettiği, çekişmeli taşınmazın, ..."in sağlığından beri davacının kullanımında olduğu, taşınmazın önceden arpa, buğday ekilmek suretiyle kullanılırken son yıllarda teşvik verilmesi nedeniyle yonca ekilmek suretiyle kullanıldığı belirtilmiştir. Dava, mirasçılar arasında görülmekte olan bir dava değildir. Yukarıda da açıklandığı üzere ihtilaf davacı ile Hazine arasında olup davacı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir. Davacı dışındaki mirasçıların davada bir hak talebi olmadığı gibi davaya müdahaleleri de bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bu davada mirasçılar taraf bulunmadığına göre verilen karar mirasçılar açısından kesin hüküm oluşturmayacağı gibi davada taraf olmayan mirasçıların 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde genel mahkemelerde dava açmaları da her zaman mümkün bulunmaktadır. Hal böyle olunca, dosya kapsamı ve yukarıda açıklanan deliller karşısında ihtilafın, Hazine ile davacı arasında ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin bulunduğunu kabul etmek gerekirken, ihtilafa yanlış anlam verilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Diğer taraftan, mahallinde yapılan keşifte alınan tek kişilik ziraatçi bilirkişi raporu da çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenebilmesi için yeterli değildir. O halde, doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle ihtilafın mirasçılar arası bir çekişmeye ilişkin bulunmadığı gözönünde tutulmalıdır. Bundan sonra, mahallinde, bir fen bilirkişisi, tespit bilirkişileri, daha önce duruşmada ve keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendislerinden oluşacak üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında neden taşlık vasfıyla tespit edildiği, davacının çekişmeli taşınmaz üzerindeki fiili zilyetliğinin tam olarak hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında bilgi alınmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, komşu Hazine taşınmazları ile arasında ayırt edici bir unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın hali hazır durumu, toprak yapısı, eğimi, taşlılık oranı, bitki örtüsü gibi taşınmazın niteliğini belirlemeye imkan sağlayacak hususlarda ilmi verilere dayalı ve çekişmeli taşınmazın niteliğini gösterir ayrıntılı rapor alınmalı; raporun, çekişmeli taşınmazın komşu taşınmazlarla olan sınırlarını ve toprak yapısı ile bitki örtüsünü gösterir şekilde farklı yön ve açılardan çekilmiş fotoğrafları ile desteklemeleri istenmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde yazılı miktar sınırlarının aşılıp aşılmadığı üzerinde de durularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Dosya kapsamına ve ihtilafa yanlış anlam verilerek yazılı olduğu şekilde karar tesisi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.