Esas No: 2011/3912
Karar No: 2012/1481
Karar Tarihi: 16.02.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3912 Esas 2012/1481 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 108 ada 1 parsel sayılı 47 ha 7805,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/45 Esas sayılı dosyasında davalı olması sebebi ile malik tespiti yapılmadan, 109 ada 58 parsel sayılı 17 ha 8724,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kadimden beri çayır olarak kullanılıyor olması sebebi ile davalı Değirmengeçidi Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı ... ise, çekişmeli taşınmazların kadimden beri mera olduğunu ve Gökçayır Köyüne ait olduğunu belirterek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 108 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın mera vasfı ile orta malı olarak tescil harici olarak sınırlandırılmak suretiyle özel siciline kaydına, 109 ada 58 parselde kayıtlı taşınmazın ise tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı ... tarafından davalı Değirmengeçidi Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine 108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan dava, meranın aidiyetine ilişkin olup, meraların aidiyetine ilişkin davaların çözüm yeri genel hukuk mahkemeleridir. Bu nedenle mahkemece sözkonusu dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm oluşturması isabetsizdir.
2- Çekişme konusu 109 ada 58 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmaz hakkında keşif giderlerinin verilen kesin süre içinde yatırılmadığı gerekçesiyle ve 3402 sayılı Yasa"nın 36/2. maddesi uyarınca reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de; kabul dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bundan sonra verilecek keşif ara kararında keşif için gerekli olan ve ispat külfeti kendisine düşen tarafça karşılanması gereken giderlerin tek tek gösterilmesi, bu giderlerin toplamından oluşacak keşif avansının mahkeme veznesine yatırılması için kesin süre verilerek kesin süreye uymamanın sonuçlarının yöntemine uygun şekilde ihtar edilmesi zorunludur. Somut olayda mahkemece taraflara delillerinin nelerden ibaret olduğunun sorulmaması ve bu konuda önel verilmemesi, davacı tarafa çıkarılan kesin mehil tebliğine ilişkin tebligat belgesinde ihtar metninin tam olarak okunamaması karşısında yöntemine uygun bir ihtar yapıldığı kabul edilemez. Diğer taraftan, tanıkların keşif mahallinde hazır bulunduruldukları takdirde dinlenmeleri şeklindeki ara karar da usul hukukumuza uygun değildir. Bu nedenle, kesin mehil hususunda verilen ara kararın usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek usulüne uygun bulunmayan ara kararına uyulmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
Davacı ... vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.