Esas No: 2011/4641
Karar No: 2012/1091
Karar Tarihi: 13.02.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/4641 Esas 2012/1091 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, İncedere Köyü, 134 ada 246 parsel sayılı 275.036,25 m2 yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmış; davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın, 12.07.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleriyle gösterilen 5.6110,225 ve 1.030,580 m2 yüzölçümündeki kısımlarının ayrı bir parsel numarası altında davacı adına tesciline, geriye kalan bölümün ise tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlarının tarla vasfında olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın tespit tutanağında Hanak İlçesi İncedere Köyü halkının kadimden beri mera olarak kullanımında bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, taşınmazın başında önceki yerel bilirkişilerle taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli bölümler ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime, nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli kısımların toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile de gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklandığı şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.