Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/4642 Esas 2012/1090 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4642
Karar No: 2012/1090
Karar Tarihi: 10.02.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/4642 Esas 2012/1090 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/4642 E.  ,  2012/1090 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında, 110 ada 23 parsel sayılı 2.715,68 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyet esaslarına tabi olduğu kabul edilerek davacının tek başına açtığı davada verilen sürede diğer mirasçıların muvafakatlerini sağlayamadığından bahisle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    3402 sayılı Yasa"nın 29/2. maddesi uyarınca, Kadastro Mahkemesinde, bir mirasçı, diğerlerinin muvafakati olmadan dava açabileceği gibi açtığı bu davaya yalnız başına da devam edebilir. Bu nedenle davacının, babasının ve annesinin paydaş olduğu çekişmeli taşınmazın mirasçılar adına tescili için tek başına açtığı davada, işin esasına girilerek davanın yürütülmesi, tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Diğer taraftan, dava dilekçesinde tespit maliki ...’in mirasçısı ... davalı olarak gösterilmiştir. Dosya içindeki nüfus kayıtlarına göre, tespit maliki Haydar oğlu 1929 doğumlu ... 1980 yılında vefat etmiş olup murisin davalı ...’ten başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, tespit malikinin tüm mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği halde bu husus gözetilmeden yargılamaya devam edilmesi de doğru değildir. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 10.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara