(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/3037 E. , 2012/3984 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarında vakıf şerhinin iptali istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; diğer parseller hakkında daha önce verilen kararlar kesinleştiğinden bu parseller hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 325 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın kabulüne dair verilen 28.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 323, 325, 399, 400, 401 ve 403 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki "... Vakfı" şerhinin terkini isteğine ilişkindir.Davalı ... İdaresi vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 393, 400, 401 ve 403 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine, 323 sayılı parsele ilişkin talebin sübut bulmadığından reddine, 325 sayılı parsele ilişkin talebin ise kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı ... idaresi vekili temyiz etmiştir.Dairemizce 325 sayılı parsel dışındaki taşınmazlar yönünden hükmün onanmasına, dava konusu 325 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak diğer parseller hakkında daha önce verilen karar kesinleştiğinden bu parseller hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 325 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... İdaresi vekili temyiz etmiştir.6100 sayılı HMK"nun 297/2 maddesi gereğince "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
Kararın gerekçesinde dava konusu taşınmazlardan 325 sayılı parsel ile ilgili olarak davalı idarece tek taraflı olarak konulduğu gerekçesiyle vakıf şerhinin kaldırılması gerektiği belirtilmiş, bunun yanında davalı idarenin kadastro öncesine dayalı hakkının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastral kayıtlara yansıtılmadığı belirtilerek iki ayrı gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. 5737 sayılı Kanun gereğince vakıf şerhinin kaldırılması davalarında 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinin uygulanamayacağı hüküm altına alındığından dava hak düşürücü süre yönünden reddine ilişkin gerekçe yerinde değildir. Kaldı ki bir davanın usul hükümleri gereğince reddine karar verilmesi halinde ayrıca esasa ilişkin bir gerekçe ile de reddine karar verilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan hükmün bozmadan önce kesinleşen bölümü ile ilgili olarak hüküm tekrarı yapılması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle "bu parseller hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması da doğru değildir. Bunların yanında hükmün gerekçesinde daha önce ret kararı verilen ve davacı tarafından temyiz edilmediği için kesinleştiği belirtilen taşınmazlardan 399 sayılı parselin numarasının gerekçede hatalı şekilde 393 olarak yazıldığı görülmüştür. Belirtilen bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.