Esas No: 2011/3857
Karar No: 2012/725
Karar Tarihi: 02.02.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3857 Esas 2012/725 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 139 ada 49 parsel sayılı 3420,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı Kuyupınar Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı ..., babasından gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle ve Kuyupmar Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine davanın ise esastan reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tespit maliki Hazine aleyhine davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davasını ispatlayamadığı, kaldı ki zilyetliğin iradi olarak terk edildiği gerekçesiyle davacının köye yönelik davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacı babası..."dan gelen zilyetliğe dayanarak dava açmış, yargılama sırasında vergi kaydına ve tanık deliline dayanmış, mahallinde yapılan keşifte ise taşınmazın murisi... İç"ten kaldığını beyanla murisi adına tescil istemiştir. Yapılan keşifte yerel bilirkişiler ile tespit bilirkişileri dinlenmiş ise de, davacı tanıkları dinlenmemiş, dinlenmeme sebebi de gösterilmemiş, böylece davacının adil yargılanma hakkı kısıtlanmıştır. Anayasal hak olan adil yargılanma hakkının kullandırıldığından söz edebilmek için tarafların delillerinin tam olarak toplanması ve değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda davacıya tanıklarını dinletme imkanı tanındığından söz edilemez. O halde; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle davacıya tanıklarını taşınmaz başında dinletme olanağı tanınmalı, gerektiğinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesi uyarınca işlem yapılarak, yerel, fen ve ziraatçi uzman bilirkişiler ile tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanıklar ve tespit bilirkişilerden taşınmazın geçmişte kim veya kimler tarafından, ne suretle ve ne zamandan beri kullanıldığı özellikle davacı murisi... İç tarafından zilyet edilip edilmediği, zilyetliği haber verildiği takdirde süresi ve daha sonra davacı ve diğer mirasçıların terk iradesi olup olmadığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır. Mahkemece tarafların tüm delilleri toplanmadan, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.