Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8660 Esas 2013/10490 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8660
Karar No: 2013/10490
Karar Tarihi: 08.11.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8660 Esas 2013/10490 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/8660 E.  ,  2013/10490 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacılar vekili; davacıların miras bırakanı ...’ın kayden paydaşı olduğu 929 parsel sayılı taşınmazda 04.09.1989 tarih ve 5568 sayılı encümen kararıyla 2981/3290 sayılı yasalar gereğince yapılan imar uygulaması sonucunda 12 ada 9 sayılı parselin tamamının 23.09.1991 tarihinde muris adına tescil edildiğini ve ...’ın ölümü nedeniyle de 25.11.1998 tarihinde davacılar adına müşterek mülkiyet halinde intikal ettiğini ancak davalı ...’in başvurusu üzerine diğer davalı Belediyenin, 24.05.2005 tarih ve 1494 sayılı Encümen kararı alarak, Tahir’i 9 sayılı parselde paydaş kıldığını, bu işlemin hukuka aykırı olup, davacıların mülkiyet haklarının ihlal edildiğini, idari yargı yerinde encümen kararının iptali için dava açtıklarını; anılan encümen kararının yok hükmünde olduğunu ve yapılan tescilin de “yolsuz tescil” niteliğinde bulunduğunu, belediyenin tek taraflı işlemiyle yargı kararı bulunmaksızın mülkiyet değişikliği yaratması nedeniyle davalı ... adına yapılan hisselendirmenin TMK"nın 1025. maddesi uyarınca iptali gerektiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazdaki davalı ... payının iptali ile davacılar adlarına hisseleri oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, HMK"nın 114/b ve 115. maddeleri uyarınca işbu davada Adli Yargı Yolunun caiz olmaması ve davanın İdari Yargının görevine girmesi nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; yargı yolu bakımından davanın İdari Yargının görevine girmesi nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; bu değerlendirme doğru değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 9 parsel sayılı taşınmaz, davacıların miras bırakanı ...’dan intikalen davacılar adlarına müşterek mülkiyet halinde kayıtlı iken, davalı ...’nin 24.05.2005 tarih ve 1494 sayılı encümen kararı uyarınca imar (yeni düzenleme) suretiyle diğer davalı ...’in de taşınmazda paydaş kılındığı, anılan encümen kararının iptali isteğiyle açılan dava sonucu İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 24.02.2011 tarih ve 2008/1785 Esas, 2011/383 sayılı kararıyla işlemin iptaline hükmedildiği ve bu karara istinaden de davalı belediyenin yargılama sırasında geri dönüşüm yönünde aldığı encümen kararı gereğince de 09.05.2011 tarihinde “imarın iptali” suretiyle kaydın eski hale getirildiği anlaşılmaktadır. Davacılar, davalı belediyenin çekişmeli taşınmazda diğer davalıyı paydaş kılması yönündeki işleminin yok hükmünde olduğunu ve ayrıca bu işlemin iptali için idari yargıda dava açtıklarını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğiyle eldeki davayı açtıklarına göre, dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. İdari yargı yerinde idari işlemin iptali halinde, sicilin dayanağı ortadan kalkacağından, davacıların kayıtların eski haline getirilmesi istemiyle dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğu ve davanın sicile yönelik olduğu da kuşkusuzdur. İdari Yargılama Usulü Kanunun"da idari yargıda açılacak davalar sayılırken bunların arasında tapu iptali ve tescil davalarına yer verilmemiştir. Bu durumda davacıların açtığı tapu iptali ve tescil davasının adli yargıda görülmesi ve çözüme kavuşturulması gerekir. Hal böyle olunca; işin esasının incelenmesi, idari işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği ve bu karar gereğince davalı belediyece yeni işlem tesis edildiği gözetilerek davanın konusuz kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, toplanan ve toplanacak olan deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara