Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2240 Esas 2012/3885 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2240
Karar No: 2012/3885
Karar Tarihi: 16.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2240 Esas 2012/3885 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/2240 E.  ,  2012/3885 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki hatalı tescilin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine dair verilen 17.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, 936 parsel sayılı taşınmazda şuyulandırma işlemleri sırasında davalı payının 122766/1693440 olması gerekirken 409614/1693440 olarak yazıldığını ileri sürerek hatalı pay tescilinin düzeltilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunmuş, mahkemece davanın ayni hakkı zarara uğrayan kişi tarafından açılabileceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi uyarınca tapu kaydında yapılan işlemlerin yolsuz olduğu iddiasına dayalı düzeltme isteğine ilişkindir.
    Tapu sicilinin temel amacı taşınmaza ilişkin bütün ayni hak ilişkilerini yansıtmaktır. Bu amaca erişmek için her tescilin maddi bakımdan mevcut bir hakka dayanması ve sicilde tescil gerçekleşmemiş ise bir ayni hakkın varlığının kabul edilmemesi gerekir. Ancak, tapu sicilinde var olan bir hakkın terkin edilmeden sona ermesi mümkün olduğu gibi bir hakkın sicil dışı kazanımı da söz konusu olabilir. Ancak, iyiniyetli hak iktisap eden kişilerin hakları da kanunen korunmaktadır(TMK. m.1023). Tapu siciline hakim olan tescil prensibi ve kaydın aleniliği ve doğruluğu ilkeleri karşısında Medeni Kanun sicil dışı kazanımlar, yolsuz terkin veya tescil karşısında ayni hakları korumak için
    bazı tedbir ilkeleri de kabul etmiştir. Bunlardan birisi de Türk Medeni Kanununun 1025. maddesidir.
    Anılan madde uyarınca, bir ayni hak tapuya yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ise bunun düzeltilmesini, ayni hakkı zedelenen kişi isteyebileceği gibi tapu memuru da re’sen hakime başvurarak isteyebilir.
    Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesinin "Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür Defterdarlık veya Malmüdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını talep eder.
    Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re"sen dava açılır" şeklindeki hükmü uyarınca düzeltme için tapu sicil müdürlüğü de dava açabilecektir.
    Somut olayda; davacı ... Sicil Müdürlüğü davalı payının hatalı tescil edildiğini, bu durum fark edilince düzeltme için davalıdan olur istendiğini, davalının olur vermediğini belirterek hatalı payın düzeltilmesini istemektedir. Tapu Sicil Müdürlüğünün Hazine vekili aracılığı ile açtığı bu davada yukarıda açıklanan düzenlemeler uyarınca aktif dava ehliyeti bulunduğundan mahkemece, işin esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.
    Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliği gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 16.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Hemen Ara