Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/11160 Esas 2010/2425 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/11160
Karar No: 2010/2425

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/11160 Esas 2010/2425 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin kararda, taraflar arasında paydaşlığı bulunan bir taşınmazın bölünmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle satışı yoluyla paydaşlığın giderilmesine karar verilmiştir. Ancak davalı tarafın temyiz itirazları sonucunda, taviz bedeli olarak adlandırılan ivaza dönüştürülen vakıf alacağının icare ve mukataa bedeli olduğu ve yeni malikin sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, paydaşlığın giderilmesi davalarında taraflar arasında yargılama giderleri ve vekalet ücretinin payları oranında paylaştırılması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 2762 Sayılı Vakıflar Kanunu'nun 26., 27. ve 28. maddeleri
- 4103 Sayılı Yasa
- 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. maddesi
- Türk Medeni Kanunu'nun 849. maddesi
- 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 13/j maddesi
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/11160 E.  ,  2010/2425 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, ... parsel No’lu taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile aynen bölünmesi mümkün olmayan taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine, satış bedeli üzerinden % 10 taviz bedelinin tahsil edilerek davalı ...’ne ödenmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve taraf teşkilinde, dava konusu edilen taşınmazın yüzölçümü, cinsi, paydaş sayısı, pay oranları ve imar durumu itibariyle aynen bölünmesine olanak bulunmamasına nazaran satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmesinde bir usulsüzlük olmamasına göre temyiz eden davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Temyiz eden davalı ... vekilinin satış parasının bölüştürülmesi, harç ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince ;
    Dava konusu edilen ve satışına karar verilen ... parsel No’lu taşınmaz tapuda tarla, ... Vakfı vasfıyla kayıtlı olup mahkemece satış bedelinden % 10 taviz bedeli ...’ne ödendikten sonra kalanının payları oranında paydaşlara verilmesine hükmedilmiştir.
    Taviz bedeli, eski vakıflar hukuku açısından “rakabe” kuru mülkiyet hakkı karşılığı, tasarruf ( intifa-yararlanma-kullanma ) hakkı bedeli, icare ve mukataa ( kira ) karşılığı anlamına gelmekte olup vergi niteliğinde değildir. Mukataalı ve icaretynli taşınmazların serbest tasarrufa terki için alınan bir bedeldir. 2762 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 26. maddesi gereğince vakıf mallarının icareteynli ve mukataalı olarak kiraya verilmesi yasaklanmış, daha önce verilenlerin ise 2762 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 27. ve 28. maddelerini değiştiren 4103 Sayılı Yasa ile tasfiyesi öngörülmüştür. 2762 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 29 / 1 maddesinde on yıl içinde bu kanun hükümlerine göre taviz vermek yolu ile icareteyn ya da mukataa kayıtları terkin edilmiş olan taşınmazların mülkiyetinin on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıflarına geçeceği ve vakfın
    hakkının da ivaza dönerek taşınmazın tamamının bu ivaz karşılığı birinci derece ve birinci sırada ipotekli sayılacağı açıklanmıştır. Maddede açıklanan ve taviz bedeli olarak isimlendirilen ivaza (bedele ) dönüştürülen vakıf alacağının icare ve mukataa bedeli olduğu kuşkusuzdur. Anılan kanun hükmüne göre taviz bedeli bir gayrimenkul mükellefiyetidir. Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz yükünün (mükellefiyetinin) niteliğini düzenleyen 849. maddesinde taşınmaz malikinin değişmesi halinde yeni malikin başka bir işleme gerek bulunmaksızın taşınmaz yükünün yükümlüsü olacağı belirtilmiştir. Bu nedenle taşınmaz mükellefiyeti niteliğini alan taviz bedelinden, yeni malikin sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan 27.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 18. maddesinde taviz bedelinin paydaşlığın giderilmesi davasının sonucu satışına karar verilen taşınmazın satışından elde edilecek bedel üzerinden hesaplanacağı, taviz bedelinin tamamı vakıf adına ödenmedikçe taşınmaz üzerindeki temliki tasarrufların tapu dairelerince tescil olunmayacağı düzenlemesi karşısında taviz bedelinin sorumlusunun yeni malik olduğu açıkça anlaşıldığından taviz bedelinden paydaşlığın giderilmesi davasının tarafları sorumlu tutulamaz. Açıklanan bu hukuki olgu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Diğer yandan, paydaşlığın giderilmesi davaları, paylı ve elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi mallarda ortaklar ya da paydaşlar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Davanın bu niteliği nedeniyle sonuçta kazanan ya da kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir. Dava konusu edilen ... parsel No’lu taşınmazın paydaşlığının giderilmesi için açılan davada, davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğine göre mahkemece taşınmazın satışına karar verilirken davalı ... yararına da vekalet ücreti takdir edilmemesi ve 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 13 / j maddesi gereği ... harçtan muaf olduğu halde harçla yükümlü tutulması da doğru değildir.
    Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı ...’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda ( 2 ) No’lu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA 8.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara