Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/516 Esas 2010/2414 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/516
Karar No: 2010/2414

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/516 Esas 2010/2414 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Hukuk Dairesi tarafından verilen karara göre, icra takibi sırasında davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkeme tarafından verilen tahliye kararına davalı borçlu itiraz etmiştir. Ancak, davacı tarafın davalıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, taraf teşkilinin sağlanmadığından söz edilemeyeceği belirtilmiştir. Mahkeme, yöntemine uygun bir şekilde dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini vurgulamıştır.
Kanun Maddeleri:
- Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi: Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
- Tebligat Kanunu'nun 35/1. fıkrası: Tebliğ yapılan kimseye adresini değiştirdiği takdirde yeni adresini hemen tebliğ yaptıran kaza merciine bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
- Tebligat Kanunu'nun 35/2. maddesi: Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
- Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesi: Ticaret sicilleri ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da Tebligat Kanunu'nun hükümleri uygulanır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/516 E.  ,  2010/2414 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... İcra Mahkemesi

    İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
    Tebligat Kanununun 10.maddesine göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Tebligat Kanununun 35/1.fıkrası ile kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılan kimseye, adresini değiştirdiği takdirde yeni adresini hemen tebliğ yaptıran kaza merciine bildirme yükümlülüğü getirilmiş, bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı öngörülmüştür.
    Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.(T.K.35/2)
    Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan imzası resmi merciiler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adres ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.(T.K.35/son)
    Tebligat Kanununun 35/2 ve Tüzüğün 55.maddelerine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Evvelce yapılan tebligat usulsüz ise 35.maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir.
    Tebligat Kanununun 35.maddesinde ise muhatabın daha önce tebliğ yapılan adresinin değiştirilmesi nedeni ile tebliğ yapılamayıp, tebliğ evrakının iade edilmesi durumunda Tebligat Kanununun 35/2-3.fıkralarının uygulanması öngörülmüştür. Bu durumda ; dava
    dilekçesinde gösterilen adres, 35/son maddede belirtilen kurum ve kuruluşlardan birine verilen adres ile aynı olduğu takdirde ve bu adrese çıkarılan tebligatın tebliğ edilemeden dönmesi halinde tebligat Tebligat Kanununun 35/son fıkrası uyarınca Tebligat Kanununun 35/2-3 maddeleri hükümlerine göre yapılır.
    Olayımıza gelince; Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiye davalıya dava dilekçesinde gösterilen adresine Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de daha önce bu adrese usulüne uygun bir tebligatın yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin yapılan tebligat yukarıda açıklanan esaslara uygun bulunmadığından geçersiz olup, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Mahkemece yöntemine uygun bir şekilde dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara