Esas No: 2013/10828
Karar No: 2013/10351
Karar Tarihi: 05.11.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10828 Esas 2013/10351 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sırasında Kireçli Köyü çalışma alanında bulunan 250 ada 3 parsel sayılı 1576,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kendisine ait aynı ada 2 parsel sayılı komşu taşınmazın yüzölçümünün eksik ölçüldüğü ve bu eksikliğin çekişmeli taşınmazda kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli 250 ada 3 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 23,55 metrekarelik bölümünün davacı ..."e ait 250 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 6. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı" da yer almaktadır. Anılan prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Anılan prensipler, mahkemelerce alınan kararların, kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş bulunan muhataplarına usulüne uygun biçimde bildirimini ve bu kapsamda kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılmaktadır. Anayasamızın 141. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27 ve 28. maddelerinde bu hususlara işaret edilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. ve 298. maddeleri kararın gerekçeli olmasına değinmiş olup, anılan maddeler uyarınca gerekçe, "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermelidir. Başka bir deyişle gerekçe; hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunludur. Açık duruşmada tefhim olunan hüküm fıkrasında varılan sonucun nedenlerini açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi gerekçenin farklı bir sonuca ilişkin bulunması da aleni yargılama prensibi ile hukuki dinlenilme hakkı ile doğrudan çelişmektedir. Dava konusu somut olayda belirtilen hususlar göz ardı edilerek davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği konusunda herhangi bir gerekçe belirtilmeden hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.