(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/2590 E. , 2012/3789 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.04.2010 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men"i ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, paylı taşınmazda oluşan yararlanma hakkına öteki paydaşın elatmasının önlenmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazlardaki davacı payını satın aldığını, zilyetliğini buna dayalı olarak sürdürdüğünü, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Çekişme konusu taşınmazlarda davacı ve davalı paylı maliktir.
Kuşkusuz, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşların payına elatmalarının önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa elatmanın önlenmesi davası dinlenemez. Yerleşik Yargıtay uygulamasına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorunu elatmanın önlenmesi davasıyla değil kesin sonuç sağlayacak taksim veya şüyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözülebilir.
Somut olaya gelince;
Yapılan keşif, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinden davalının 295, 425, 426, 428 ve 293 sayılı parselleri tamamen değil kısmen kullandığı saptanmıştır. Dolayısıyla, bu parsellerde davacının yararlanma hakkına engel olma durumu söz konusu edilemeyeceğinden bu taşınmazlarla ilgili davanın reddi gerekir. Diğer taraftan, davalının 427 ve 429 sayılı parselleri hiç kullanmadığı belirlendiğinden, bu taşınmazlara davalının haksız elatması söz konusu edilemez. Bu taşınmazlarla ilgili davanın açıklanan nedenle reddi gerekir. Yine keşif, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine göre 299 sayılı parsel tümüyle davalının kullanımındadır. Ne var ki, bu taşınmazda davalı da paydaştır. Paydaş olan davalı davacının payına da elattığından bu parselle ilgili davanın, davacının payı oranında kabulü ve ecrimisilin de buna uygun hesaplanması gerekir.
Yapılan bu saptamalar bir yana bırakılarak ve davalının da tüm taşınmazlarda paydaş olduğu göz ardı edilerek Türk Medeni Kanununun 683.maddesini mülkiyet hakkı sahibine tanıdığı yetkileri bertaraf eder şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.