Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2284 Esas 2012/3786 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2284
Karar No: 2012/3786
Karar Tarihi: 15.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2284 Esas 2012/3786 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak temliken tescil istemişlerdir. Ancak, davalı Hazine, çapa bağlı taşınmazda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, koşulları oluştuğundan Hazine tapusunun iptali ile davacıların mirasçısı olduğu yerin tescil edilmesine karar vermiştir. Hazine temyiz etmiştir. Karar, imar uygulamasının yapı sahibine ne gibi haklar sağladığını düzenleyen İmar Kanununun 18. maddesi ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9. fıkrasına atıfta bulunarak, yapı sahibinin temliken tescil talebinde bulunamayacağına karar verdi. Karar bozulmuştur.
İmar Kanununun 18. maddesi, yapıların imar uygulaması sonucu birden fazla imar parseli üzerinde bırakılması halinde yapı sahibinin hakları hakkında düzenlemeler yapar. 3194 sayılı İmar Kanununun 9. fıkrası, hisseli parseller üzerinde kalan binaların bedellerinin ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe, yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmaya devam edeceği hükmünü içerir.
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/2284 E.  ,  2012/3786 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.02.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Islah yoluyla mahkeme önüne getirilen dava, Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir.
    Davalı Hazine, çapa bağlı taşınmazda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, koşulları oluştuğundan bilirkişi krokisinde (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen toplam 130.32 m2 yüzölçümündeki yere ilişkin Hazine tapusunun iptali ile davacı Ali Karadeniz mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Hazine temyiz etmiştir.
    Dosya arasında yer alan bilgi ve belgelerden; davacılar mirasbırakanına ait yapının imar uygulaması sonucu 2392 ada 12 sayılı parsel ile 2391 ada 11 sayılı parseller üzerinde kaldığı, davacıların mirasbırakanının 2391 ada 11 sayılı parselde tapu maliki olduğu anlaşılmaktadır. İmar uygulaması sonucu yapının başka bir parsel üzerinde bırakılması olanaklıdır. Bu gibi durumlarda, ne gibi bir işlem yapılacağı ise 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde düzenlenmiş, anılan hükmün 9.fıkrasında aynen “düzenleme sırasında plan ve mevzuata göre muhafazasında mahsur bulunmayan bir yapı ancak bir imar parseli içerisinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve mevzuat
    hükümlerine göre muhafazası mümkün görünmeyen yapılar ise birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur” hükmü getirilmiştir. Görülüyor ki, bir yapının imar uygulamasıyla birden fazla imar parseli üzerinde bırakılması halinde yapı sahibinin ne gibi bir hakkı olduğu belirtilen yasada hükme bağlanmıştır. Yoksa, yapı sahibi binasının imar uygulamasıyla ayrı ayrı parseller üzerine gelmesinden dolayı Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayanarak temliken tescil talebinde bulunamaz.
    Mahkemece sözü edilen yasa kuralı bir yana bırakılarak davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara