Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9472 Esas 2010/2377 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/9472
Karar No: 2010/2377

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9472 Esas 2010/2377 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Önalım hakkına ilişkin bir tapu iptali ve tescil davası reddedilmiş, ancak davacı tarafından temyiz edilmiştir. Paylı mülkiyetteki önalım hakkı, satılan payın bildirilmesiyle kullanılabilir hale gelir ve üç ay veya iki yıl içinde kullanılmazsa düşer. Yapılan satışın paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekmektedir. Hak düşürücü sürenin tapu kütüğüne tescilde başladığı ve üç aylık sürenin bildirim yapılmadığı durumda işlemediği belirtilmiştir. Kararda TMK'nun 733/3, 705 ve 1022. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/9472 E.  ,  2010/2377 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık önalım hakkının kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
    Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
    B.K’nun 225/2. maddesi "herkesin iştirak edebildiği ihtiyari ve aleni müzayedelerde satımın, satıcının ihalesi ile münakif olur" hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere aleni ve herkesin katılabileceği ihtiyari artırmada satım sözleşmesi ihale memurunun veya devir edenin ihaleyi açıklamasıyla kurulmuş olur. Fakat taşınmazın mülkiyeti Borçlar Kanunu"nun 231. maddesi hükmü uyarınca ancak tapu siciline kaydedilmekle geçer. Dava konusu payın hazine tarafından ihtiyari müzayede ile davalıya usulüne uygun olarak satıldığı ve bedelinin tahsil edildiği hususlarında yanlar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    TMK. 705. maddesi hükmü uyarınca kural olarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Diğer yandan aynı Yasanın 1022.maddesi gereğince ayni haklar kütüğe tescil ile doğar ve bundan sonra üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Önalım davalarında hak düşürücü süreyi düzenleyen TMK.nun 733.maddesinde; satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiş ve hakkın, satışın hak sahibine bildirildiği tarihten itibaren üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği öngörülmüştür. Maddedeki “satıştan” tapu memuru önünde yapılan ve tapu kütüğüne tescil edilen satış kastedilmektedir. Çünkü ayni hak tapu kütüğüne tescil ile doğar. Önalım hakkının kullanılması için hak düşürücü sürenin ihalenin kesinleştiği tarihten itibaren başlatılması düşünülemez. Dava açma tasarrufu bir işlem olduğuna göre üçüncü kişiler yönünden mülkiyet, iktisabın tapu kütüğüne tescil edilmesi ile doğacağından ve ancak bundan sonra tapu sicilinin aleniyetinden söz edilebileceğinden bildirim yapılmayan hallerde iki yıllık hak düşürücü sürenin bu tescil tarihinden itibaren başlaması gerekir.
    Olayımıza gelince; Önalım hakkının ilişkin bulunduğu ... parsel No’lu taşınmazdaki 1/3 pay önceki paydaş Hazine tarafından ihale ile 30.3.2004 tarihinde 1.205.400.000 TL bedelle davalıya satılmıştır. Yapılan pay satışı tapu siciline 29.4.2004 tarihinde tescil edilmiştir. Bu durumda davacının önalım hakkını kullanması için hak düşürücü süre bu tarihten itibaren başlamıştır. Yapılan satış davacıya noter aracılığıyla bildirilmediğinden üç aylık dava açma süresi işlemez ve dava da 25.8.2004 tarihinde iki yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığına göre süresindedir. Mahkemece, işin esasının incelenerek oluşan sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde süre yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara