Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/877 Esas 2010/2341 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/877
Karar No: 2010/2341

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/877 Esas 2010/2341 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı bir kiracı, kiralananı sözleşmede belirtilenden farklı bir şekilde kullanması nedeniyle tahliye edilmiştir. Kiralayan öncelikle süreli bir ihtar tebliğ ettirmiştir, ancak akde aykırılık giderilmemiştir. Davalı, sözleşmenin bazı maddelerine dayanarak ihtarnameyi geçersiz kılmıştır. Mahkeme, sözleşmenin 13. maddesi gereğince davalının savunmasını dikkate almamış ve davacının lehine karar vermiştir. Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi, kiracının kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorunda olduğunu ve akde aykırılık halinde kiracının tahliye edilebilmesi için ihtarname göndermesi gerektiğini belirtmektedir. Kararın kanun maddelerine uygun olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/877 E.  ,  2010/2341 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalının 1.6.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, sözleşmenin 4.maddesinde özel düzenleme ve 1.6.2005 tarihli protokol yapıldığını, sözleşmede izin verilmediği halde davalının tekstil ürünleri ticaretine başlaması üzerine 7.5.2008 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, 12.6.2008 tarihinde yapılan tespitte akde aykırılığın giderilmediğinin belirlendiğini ileri sürerek davalının tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, akdin başından beri zemin katın tekstil mağazası olarak kullanıldığını, iki ay kadar davacının onayı ile dönercilik yapıldığını, davacının bunu bildiğini şirket ünvanında tekstil olması nedeniyle 4.maddenin hükümsüz olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
    Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur.
    Olayımıza gelince; Taraflar arasında 14.6.2004 tarihinde düzenlenen sözleşme ile davalının kiralananı eski kiracıdan 1.6.2004 tarihinde devraldığı ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 4.maddesinde "mecur kiracı tarafından önceki kiracıdan devralınmıştır.Pastane, çayhane, kafe vb.işler için kullanılacaktır. Bunun dışında bir maksatla kullanılamaz. Kiracı devren teslim aldığı tekstil ürünlerini en geç 15 Ocak 2005 tarihine kadar tamamen tasfiye edecektir. Bu tarihte tekstil işine son vermemesi veya yukarıda belirtilen maksat dışında kullanılması akde muhalefet sayılır" hükmü öngörülmüştür. Daha sonra 2.6.2005 tarihli ek sözleşme ile kiralayanın mecurda kiracının döner işi yapmasına ve zemin kattaki tadilata muvafakat ettiği bunun üzerine tekstil işinin tasfiye edilerek dönecilik
    yapılmaya başlandığı, daha sonra yeniden tekstil işi yapılmaya başlandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 13.maddesinde "bu sözleşmenin hükümleri yazılı olarak değiştirilebilir. Sözlü olarak zımnen veya uygulama ile değiştiği veya değiştirildiği ileri sürülemez" şeklindeki düzenleme tarafları bağlar. Süreli ihtar tebliğinden sonra akde aykırılığın giderilmediği kiralananın bir kısmında halen kiracının tekstil işi yaptığı da uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin 13.maddesi hükmüne göre davalının zımni muvafakat savunması dinlenemez. Davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle ret kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 4.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara