Esas No: 2013/10497
Karar No: 2013/10209
Karar Tarihi: 01.11.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10497 Esas 2013/10209 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... vekili, Karayusuflu Köyü çalışma alanında bulunan ve ... sırasında “yol” olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak müvekkili adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, öncesi yol olan temyize konu taşınmaz bölümünün, üzerine ev yapılmak suretiyle işgal edilmiş olmasının taşınmaza “terk edilmiş yol” niteliği kazandırmayacağı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu bölüm, 1955 yılında yapılan ... sırasında yol olarak tescil harici bırakılmıştır. Ne var ki, dosya kapsamında yer alan tanık ve bilirkişi sözlerinde, dava konusu taşınmaz bölümünün hiçbir zaman yol olarak kullanılmadığı, bu bölüm üzerine 1970"li yıllarda yapılan ve davacı ile babasının birlikte kullandığı taş binanın bulunduğu, 1990 yılındaki ... Depremiyle buradaki taş binanın yıkıldığı ve yerine davacı tarafından, taşınmaz üzerinde mevcut olan yeni binanın yaptırıldığı, bu şekilde davacı tarafından 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet ve tasarruf edildiği ifade edildiği gibi; fen bilirkişi raporunda ise tanık beyanlarını doğrular şekilde çekişmeli taşınmaz bölümü ile fiilen kullanılan yol arasında 4 metrelik kot farkının bulunduğu belirlenmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, yol olarak kullanılması fiilen imkansız olduğu anlaşılan taşınmaz bölümü yönünden, davacı yararına TMK"nın 713/1. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinden davanın kabulü yönünde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.