MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanığın oğlunun yerine imza atmak suretiyle onun adına suça konu çekleri düzenleyerek katılan şirkete vermesi şeklinde gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; sanık, suça konu çekleri şirket adına keşide etmeye yetkili olan oğlunun yerine imza attığını kabul etmekle birlikte keşideci şirketin yüzde yetmiş hisseyle ortağı olduğunu diğer ortağın ise oğlu Yakup olduğunu, suça konu çekleri oğlunun şifahi beyanı üzerine imzaladığını savunmuş olması ve şirketi temsile yetkili olan ..."in dinlenmemiş olması karşısında, gerçeğin ve suça konu çeklerin sanık tarafından oğlunun bilgisi ve rızası üzerine düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti bakımından; Suça konu çekleri keşide etmeye yetkili ve sanığın oğlu olan Yakup"un tanık sıfatıyla duruşmaya celbedilerek, suça konu çeklerin bilgisi dahilinde düzenleyip düzenlemediği hususunun tanıktan sorularak tespit edilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
1-) 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanununun 9/3 maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 342/1, 80. maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 204/1 maddeleri uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkân verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-) T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,




Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.