Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/9856 Esas 2013/10110 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9856
Karar No: 2013/10110
Karar Tarihi: 31.10.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/9856 Esas 2013/10110 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, Kovancık Köyü'nde bulunan bir taşınmaz için irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkeme, taşınmazın kamuya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmazın bir kısım davalılar adına kaydedilmiş bulunan ortaklığının iptaline ve taşınmazın vasfı aynı kalmak kaydıyla davacılar adına tesciline karar vermiştir. Ancak, Yargıtay bu hükmü bozmuştur. Zilyetliğin iktisap edilebilmesi için taşınmazın en az 20 yıl süreyle malikin tasarrufunda olması ve ekonomik amaca uygun olarak kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir. Mahkeme, keşifte yeterli araştırma yapmamış ve eksik incelemeyle hüküm vermiştir. Bu nedenle, davalı taraftan daha fazla delil istenmeli ve mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Kanun maddeleri olarak ise 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 713-714-715. maddeleri geçmektedir.
16. Hukuk Dairesi         2013/9856 E.  ,  2013/10110 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Kovancık Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 206 parsel sayılı 92848.23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde çayır vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacılar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 206 parsel sayılı taşınmazın “orta malı” olarak yapılan tespitinin iptaline, taşınmazın vasfı aynı kalmak kaydıyla 1/4"er hisse ile davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmayıp, davacılar lehine 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinilebilmesi için, taşınmazın niteliği itibarı ile kazanılmaya elverişli olması ve kadastro tespitinin yapıldığı tarihe kadar en az 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun olarak malik sıfatı ile tasarruf edilmiş olması gerekir. Somut olayda; davacılar taşınmazın özel çayırları olduğunu öne sürerek dava açmışlardır. Ancak, dava dilekçelerinde tanık deliline dayandıkları halde tanıkları sorulup, keşifte dinlenmemiş, keşifte dinlenilen üç yerel bilirkişinin "taşınmazı davacılara ait bildikleri ve senenin bir kaç ayında hayvan otlatmak suretiyle kullanıldığına" ilişkin beyanlarına rağmen ziraatçi bilirkişinin taşınmazın çayır vasfında olduğuna ilişkin raporuna değer verilerek ve tespit bilirkişileri de dinlenmeden zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği sonucuna varılarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde doğru sonuca varılabilmesi için davacı taraftan zilyetliğe ilişkin tanıklarının isimlerini bildirmeleri istenmeli; bildirdiklerinde tanıklar ve taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen aynı köyden seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve tanık sıfatı ile tespit bilirkişilerine usulünce tebligat çıkartılıp hazır bulunmaları sağlanmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişilerden taşınmazın ne zamandan beri kim ya da kimler tarafından, ne şekilde kullanıldığı, biçenek niteliğinde özel çayır olup olmadığı ayrıntılı biçimde sorulup saptanmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan da taşınmazın kullanım biçimi konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, kullanıma ilişkin olarak tespit bilirkişilerinin de beyanlarına başvurulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve sadece hayvan otlatmak suretiyle sürdürülen zilyetliğin iktisap sağlamayacağı göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara