Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/9123 Esas 2013/10086 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9123
Karar No: 2013/10086
Karar Tarihi: 31.10.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/9123 Esas 2013/10086 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/9123 E.  ,  2013/10086 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle “mahkemece davanın makul sürede açıldığının kabul edilmesi, davanın açıldığı tarihe kadar kadastrodan önceki zilyetlik hesaba katıldığında 20 yıl dolduğu takdirde diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde davanın kabulü gerekeceğinin düşünülmesi, davanın esası hakkında inceleme yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 158,44 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, bilirkişi raporu ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün yol olmayıp davacıya ait taşınmazların devamı niteliğinde olduğu kabul edilmek sureti ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Kadastro paftasında (A) ile gösterilen bölümün doğu ve batısında bulunan bölümlerin de yol olarak bırakıldığı, (A) ile gösterilen bölümün davacı adına tescil edilmesi durumunda paftada yol olarak gösterilen bölümde kesinti oluşacağı görülmektedir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadığı gibi keşifte sadece 1961 doğumlu olan tek mahalli bilirkişinin soyut beyanları ile yetinilmiş, davacının taşınmazdaki zilyetliğinin ne zaman başladığı, kadastro tespit gününe kadar zilyetliğin ne kadar süredir devam ettiği, ne şekilde kullanıldığı, öncesinde ekonomik amaca uygun tarımsal faaliyette bulunulmuş olup olmadığı yeterince araştırılmamış, taşınmazın bulunduğu bölgeye ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek uygulamadan faydalanılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle dava konusu taşınmaza ait dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, 141 ada ve 139 adayı birlikte gösterecek geniş kapsamlı pafta örneği getirtilmeli, her iki ada arasında yol olarak belirlenen ve dava konusu taşınmazın da içinde kaldığı yolun konumu belirlenmeli, bundan sonra, taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, dosyaya getirtilecek stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, öncesinde ekonomik amaca uygun tarımsal faaliyette bulunulup bulunulmadığı, davacı tarafın zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şekli, kadastro tespit gününe kadar zilyetliğin ne kadar süredir devam ettiği, kadim yol olup olmadığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, yol olarak kullanılıp kullanılmadığı hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; dava, TMK"nın 713/1. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup aynı maddenin 4. fıkrası hükmüne göre, dava konusunun mahkemece gazete ile bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan edilmesi ve 5. fıkra hükmüne göre son ilandan başlayarak 3 aylık itiraz süresinin beklenilmesi gerektiği halde yasada öngörülen gazete ve yerel ilanlar yapılmadan tescile karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 31.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara