Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/9066 Esas 2013/10080 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9066
Karar No: 2013/10080
Karar Tarihi: 31.10.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/9066 Esas 2013/10080 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/9066 E.  ,  2013/10080 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Çamlıca Köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 12 parsel sayılı 3308,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak sureti ile tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın eşit paylarla davalılar... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı tarafın zilyet olduğu şeklindeki beyanlara değer verilerek hüküm kurulmuştur. Ancak bir kısım tanıklar taşınmazın 18.04.2013 tarihli bilirkişi raporunun eki olan krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün davacının zilyetliğinde olduğunu belirtmişlerdir. Yine dosya içinde bulunan 3091 sayılı Yasa kapsamında yapılan soruşturmaya ilişkin evrak örneklerinde gerek davacının (müşteki) gerekse davalı ...’nın (mütecaviz) sıfatı ile alınan ifadelerinde niza konusu taşınmazın ortak olarak kullanıldığı belirtildiği halde bu beyanlar üzerinde durulmamış, sözü edilen soruşturmaya konu taşınmazın dava konusu taşınmaz olup olmadığı incelenmemiş, zilyetliğe ilişkin beyanlar arasında mevcut olan çelişkiler giderilmemiş, tespit bilirkişilerinin tümü dinlenip diğer beyanlarla aradaki aykırılığın nereden kaynaklandığı araştırılmamış olup bu şekilde yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için elverişli değildir. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, sorulup saptanmalı, beyanlar arasında çelişki olduğunda yöntemince giderilmeli, taraflara 3091 sayılı Yasa kapsamındaki soruşturma evrakı içinde yer alan beyanları hakkında diyecekleri sorulmalı, fen bilirkişisine bu evraka ait krokisinin taşınmazın hangi bölümüne ait olduğuna ilişkin yeni bir kroki düzenlemeli; gerektiğinde, hakimin davayı aydınlatma görevi bulunması nedeniyle soruşturma evrakında tanık olarak dinlenen kişilerin tanık olarak ifadelerine başvurulmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara