16. Hukuk Dairesi 2013/8893 E. , 2013/10076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... 20.07.2009 havale tarihli dava dilekçesinde Kale köyünde bulunan ve babası adına kayıtlı bulunan 144 ada 7 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün kadastro tespiti sırasında eksik ölçüldüğünü bir bölümünün yol olarak bırakıldığını ileri sürerek bu bölümün miras bırakan Hüseyin Lafatan mirasçıları adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece tespit öncesi nedene dayandığının kabulü halinde davanın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul sürede açılmadığı, tespitten sonra ise dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yolun tesciline ilişkindir. 3402 sayılı Yasa"nın 16. maddesi gereği yollar kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu tip yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı yasada, gerekse de 4721 sayılı Yasa"nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme yoktur. Hal böyle olunca yasal dayanağı bulunmadığı halde makul süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 31.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.