Esas No: 2021/2265
Karar No: 2021/5265
Karar Tarihi: 07.10.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2265 Esas 2021/5265 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - tazminat davası sonunda, yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, 1688 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölümünü bankadan alınacak krediye karşı teminat olmak üzere tapuda satış göstermek suretiyle davalı ..."a temlik ettiğini, taşınmazı bedelsiz temellük eden davalı ..."un, Garanti Bankasından 40.000,00 TL tutarında temin ettiği krediye karşılık dava dışı ...ve..."ı kefil göstermekle birlikte taşınmaza ipotek konulduğunu, kredi borcunun tarafından ödendiğini, borcun kapatılması halinde taşınmazın iade edileceği kararlaştırıldığı halde davalının iadeye yanaşmadığı gibi taşınmazı diğer davalı kefil ..."ın kardeşi ..."a temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada 24.05.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle banka dekontlarının delil başlangıcı kabul edilmesi gerektiğini belirterek, iptal tescil olmazsa taşınmazın rayiç bedeli üzerinden şimdilik 30.000,00 TL bedelin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ..., iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini; diğer davalı ... ise, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece onanmış, onama kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan karar düzeltme isteği kabul edilerek Dairece; “...Davacının maliki olduğu 1688 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü davalılardan ..."a satış yoluyla devrettiği, 18.12.2007 tarihinde Garanti Bankası tarafından ..."a 40.000 TL konut kredisi kullandırıldığı, krediye karşılık dava dışı ...ve..."ın kefil gösterildiği, çekişmeli taşınmaza anılan banka lehine 24.12.2007 tarihinde ipotek konulduğu, ..."un taşınmazı ipotekle yükümlü olarak 24.09.2008 tarihinde kefil ..."ın kardeşi ..."a sattığı, Garanti Bankasının ilgili krediye ilişkin olarak Gaziantep 2. İcra Müdürlüğünün 2009/8589 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 29.09.2009 tarihinde icra takibi başlattığı, icra dosyası borcunun 28.04.2010 tarihinde davacının eşi olan ...tarafından ödendiği, ..."ın anılan Bankaya hitaben yazdığı 28.04.2010 tarihli dilekçede “......"un konut kredisi borcuna karşılık 35.000 TL"yi 27.04.2010 tarihinde yatırdığının...” belirtildiği anlaşılmaktadır…Taşınmazı temlik eden davacı ile temellük eden davalı ... arasında İnançları Birleştirme Kararının öngördüğü anlamda yazılı bir belge bulunmamaktadır. Ancak davalı ..."a kullandırılan kredi borcunun davacının eşi olan ...tarafından 28.04.2010 tarihinde ödendiğine dair Garanti Bankasından gelen 19.08.2013 tarihli yazı cevabı ve ekinde gönderilen ..."ın anılan bankaya hitaben yazdığı 28.04.2010 tarihli dilekçe içeriğinin yazılı delil başlangıcı sayılıp sayılmayacağı konusunda Mahkemece bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, yukarıda değinilen hususlar gözetilerek araştırma ve incelemenin yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, Öahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin karar bu kez Dairece; “... daha önce dinlenen davacı tanıklarının yukarıdaki ilkeler göz önünde bulundurularak yeniden dinlenmesi, son kayıt maliki davalı ...’in iktisabının iyiniyetli olup olmadığı ve TMK"nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağı hususunun açıklığa kavuşturulması, iyiniyetli olduğu saptanır ise iptal-tescil isteğinin reddedilmesi ve davalı ... yönünden bedel isteğinin değerlendirilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tapu iptali ve tescili talebi yönünden davanın reddine, tazminat talebinin ise davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı tanığı olarak dinlenilen dava konusu taşınmazın yer aldığı apartmanda kapıcı olarak görev yapan İbrahim’in dava konusu taşınmazın tüm masraflarının ve aidatlarının davacı ... tarafından ödendiği, davalıları tanımadığı gibi ev sahibi olarak ödemeleri kendilerinin yapacağını da bildirmedikleri ve taşınmaz konusunda muhatabının halen davacı olduğu yönündeki beyanları, varlığı ispatlanan inançlı işlemin tarafı olan davalı ...’nin Garanti Bankasından çekmiş olduğu kredide davalı ...’in kardeşi ...in davalı ... lehine kefil olduğu gözetildiğinde, son kayıt maliki...’in durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, kayıt maliki davalı ...’in ediniminde iyiniyetli olmadığı dikkate alınarak davacının tapu iptali ve tescili talebinin kabulü ile davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden birlikte sorumlu tutulmaları gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa"nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.