Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10663 Esas 2013/10013 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10663
Karar No: 2013/10013
Karar Tarihi: 30.10.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10663 Esas 2013/10013 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/10663 E.  ,  2013/10013 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kullanım kadastrosu sonrasında Ovacık Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 3 parsel sayılı 6.700,69 metrekare, 103 ada 4 parsel sayılı 649,67 metrekare ve 105 ada 2 parsel sayılı 1.382,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 103 ada 3 ve 4 parselin Sadi Kara ve ..."un, 105 ada 2 parselin ..."un fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ...mirasçıları, dava konusu taşınmazların kök muris ..."tan kaldığı ve tüm mirasçılarının hissesi bulunduğu iddiasına dayanarak tüm mirasçılar adına zilyetlik şerhi verilmesi talebiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın zilyetliğin tespiti davası olduğu belirtilerek Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece; davacının davasının zilyetliğin tespiti davası olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazda 3402 sayılı yasanın ek-4 maddesi gereğince güncelleme çalışmaları yapıldığını belirtip dava konusu taşınmazın kök muris ..."tan intikal ettiğini; ancak yalnızca mirasçısı ... mirasçı lehine zilyetlik şerhi verildiği belirtilip kendisi lehine de zilyetlik şerhi verilmesi talebi ile dava açmıştır. Dosya kapsamından da dava konusu Ovacık Köyü 103 ada 3 ve 4 ile 105 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda 3402 sayılı Yasa"nın ek-4 maddesi kapsamında kullanıcı ve muhdesat sahiplerinin güncellenmesi amacıyla 2010 yılında 2/B güncelleme çalışmasına tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Yasa"nın 5831 sayılı Yasa ile eklenen EK 4/1. maddesi “6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunu"nun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. O halde, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında davacı tarafın Hazineye ve varsa kullanıcılarına karşı ispat yükümlülüğü nedeniyle husumetin, tespit maliki Hazine ile birlikte tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup; davacı tarafın Hazineye ve kullanıcılara karşı ispat yükümlülüğü bulunması nedeniyle bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Somut olayda, tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan mevcut zilyetlik şerhinin iptali ile lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki davayı açılmıştır. Hal böyle olunca, davacı tarafın Hazineye ve lehine zilyetik şerhi verilen davalıya karşı ispat yükümlülüğü bulunduğu dikkate alındığında eldeki dava, çekişmesiz yargı işi olmadığından Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine girmemektedir. Başka bir deyişle, kadastro tespit tutanağının kesinleştiği ve davanın çekişmesiz yargı işi de olmadığı gözetildiğinde eldeki davada görev, genel mahkeme sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re"sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilip, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Hemen Ara