Esas No: 2012/2427
Karar No: 2012/3466
Karar Tarihi: 09.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2427 Esas 2012/3466 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.08.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalının maliki olduğu 8216 ada 5 sayılı parsel üzerindeki binanın irtifak hakkına taşkın yapıldığını ileri sürerek oluşan elatmanın kal suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, binanın ruhsatına uygun yapıldığını, irtifak hakkına taşkınlık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, karar Dairemizin 09.04.2010 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, davacı lehine irtifak hakkı kurulmadığından bahisle dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava, irtifak hakkına elatmanın kal suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir.
Sınırlı ayni haklar, Türk Medeni Kanununun 779-972.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu tür haklar, mülkiyet hakkının malike tanıdığı yetkileri, mülkiyet hakkından bağımsızlaştırarak malik tarafından başkasına tahsis edilmesi suretiyle doğar. Türk Medeni Kanununda sınırlı ayni haklar üç grup halinde düzenlenmiştir. Bunlar; sahibine eşyadan yararlanma yetkisi veren veya
malike bir çekinme borcu yükleyen irtifak hakları (TMK m.779-893), maliki taşınmaz karşılık olmak üzere bir edimde bulunma borcu altına sokan taşınmaz mükellefiyeti (TMK m. 839-850) ve hak sahibine konusu olan eşyayı bir alacağın temini için paraya çevirme yetkisi veren rehin haklarıdır (TMK m. 850-973).
Kavram olarak irtifak hakkı, sahibine konusu olan eşyayı doğrudan doğruya kullanma veya ondan yararlanma yetkileri veren veya bir çekinme borcu veren sınırlı bir hakimiyet hakkını ifade eder. Türk Medeni Kanununun 780. maddesinin yaptığı yollama sebebiyle de taşınmaz mülkiyet hakkının kazanılmasına ilişkin hükümler irtifak hakkının kazanılması için de yeterli ve geçerlidir. Başka bir deyişle, Türk Medeni Kanununun 705. maddesi gereğince irtifak hakkının kazanılması da ancak tescille olur. Fakat, aynı hüküm gereğince miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleriyle kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce de kazanılır.
Sınırlı ayni haklara, özellikle de irtifak hakkına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince;
Gerçekten, 8216 ada 5 sayılı parsel tapu kayıt örneğinin incelenmesinden davacı kurum lehine bir irtifak hakkı sınırlamasının kayda işlenmediği ve bozma ilamında belirtilen şekilde Türk Medeni Kanununun 727. maddesine dayanarak taraflar arasında noterde yapılacak olan sözleşmeyle de irtifak hakkı tesis edilmediği görülmektedir. Ne var ki;
Dairemiz bozma ilamından sonra yapılan yargılama aşamasında davacı kurum, lehlerine ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2005 tarih 2004/815-303 sayılı ilamıyla kamulaştırmasız elatma sebebiyle davalının açtığı dava sonucu bedele hükmedildiğini, ayrıca mahkeme kararıyla davalının malik olduğu 8216 ada 5 sayılı parsel kaydına irtifak hakkı tesis ve tesciline karar verildiğini ileri sürmüş, buna dair mahkeme kararını da dosyaya sunmuştur.
Yukarıda sözü edildiği üzere, açılan kamulaştırmasız elatma davası nedeniyle davalıya bir tazminat ödenmesi hüküm altına alınmış ve bu tazminat sebebiyle de davacı kurum lehine irtifak hakkı tesisine karar verilmişse, Türk Medeni Kanununun 705.maddesi gereğince karar tapuya tescil edilmeden de davacı irtifak hakkı sahibi sayılacaktır.
Bütün bu anlatılanlardan sonra mahkemece yapılması gereken iş, ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/815 esas sayılı dosyasını ait olan yerden getirttirmek, bu dosyayı inceleyerek kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile davacı kurum lehine irtifak hakkı tesis edilip edilmediğini tespit etmek, kesinleşmiş böyle bir ilam varsa tapuya tescil edilmeden de davacı irtifak hakkı sahibi olacağından, davayı bunun sonucuna göre bir karara bağlamak olmalıdır.
Değinilen bu yönler bir yana bırakılarak, eksik inceleme ve araştırmayla davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.