Esas No: 2012/2496
Karar No: 2012/3408
Karar Tarihi: 08.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2496 Esas 2012/3408 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 10 parsel sayılı taşınmazına 9 parsel sayılı taşınmaz malikleri davalıların taşkın inşaat yaparak elattıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve binanın taşkın kısımlarının yıkılmasını istemiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ile kal istemlerine ilişkindir.
TMK’nun “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683/2. maddesi “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmaz elbirliği veya paylı mülkiyet biçiminde bulunabilir. Elbirliği mülkiyetinde bu mülkiyete katılan kişiler arasında ortaklık mevcut olup mülkiyet tüm ortaklara aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye edilene dek mal ve haklar kişilere değil ortaklığa katılanların tamamına aittir. Elbirliği mülkiyetinin bu özelliğinden ötürü ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
Somut olayda, 9 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden ..."in sunulan nüfus aile kayıt tablosundan 23.11.2003 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı ..., 9 parsel sayılı taşınmaza inşa edilen binanın taşkın kısmının kal’ini istemiş olduğundan anılan taşınmazın tüm malikleri veya mirasçılarının davada davalı olarak yer almaları gereklidir. Bu durumda tüm taşınmaz malikleri hakkında usulünce dava açılıp eldeki davayla birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı ödenmiş dahili dava dilekçesi ile tüm taşınmaz malikleri davaya dahil edilmelidir. Mahkemece usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 08.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.