Esas No: 2019/12674
Karar No: 2022/7414
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12674 Esas 2022/7414 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/12674 E. , 2022/7414 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Kasten yaralama, özel hayatın gizliliğini ihlal
Kasten yaralama ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dairemizin 28.11.2018 tarihli, 2018/4903 Esas - 2018/11371 Karar sayılı ilamında; “…İddianamedeki anlatım ve uygulanması istenen sevk maddelerine göre; sanık ...'in katılan sanık ...'e karşı kasten yaralama suçunu işlediği iddiasıyla da dava açılmasına rağmen mahkemece bu suça ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, dava konusu edilen bu eylemle ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür…” ibareleri ile sanık ...'in katılan ...'e yönelik kasten yaralama suçuna ilişkin mahkemece bir hüküm kurulmadığının belirtilmesi ile yetinilip, anılan suç açısından dosyanın esasına yönelik bir karar verilmemiş olması karşısında, 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değiştirilen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun temyiz ve karar düzeltme başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/33 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez. (Ek cümle: 6/12/2006-5560/29 md.).” biçimindeki hükmün uygulanma koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli, 2019/116-2019/865 sayılı kararındaki kasten yaralama suçundan kurulan hükme karşı başvurulacak kanun yolunun, karar tarihinin istinaf (BAM) mahkemelerinin yürürlüğe girdiği 20.07.2016 tarihinden sonra olduğu dikkate alındığında, temyiz değil istinaf olması nedeniyle esası incelenmeyen dosyanın mahkemesince yetkili ve görevli Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi için isteme aykırı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
5275 sayılı Kanunun 108/3. maddesi hükmü uyarınca ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda hükümlünün koşullu salıvermeden yararlanamayacağı göz önüne alınarak, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hükümde sanığa ait tekerrüre esas alınan ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/695-2008/339 sayılı ilamında TCK'nın 58. maddesinin uygulandığı anlaşılmakla, ikinci kez mükerrir olan sanık hakkında hükmedilen cezanın, ikinci kez mükerrir olduğu belirtilmeksizin mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın suç işleme kastı bulunmamasına rağmen cezalandırıldığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik CMK'nın 253/1-a maddesi gereğince uzlaşma kapsamında olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı soruşturma evresinde CMK'nın 253. maddesi uyarınca sanıkla şikayetçi ... arasında uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma evresinde de aynı Kanunun 254. maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK'nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Sanığın, mağdurlar ... ve ... ’e yönelik olarak TCK'nın 134/1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu aynı Kanunun 43/2. maddesi kapsamında zincirleme şekilde işlediği iddialarına dayalı olarak sanık hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda, sanığın beraatine dair 23.03.2016 tarihli kararın, katılan ... vekili ile katılan ... vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 28.11.2018 tarihli, 2018/4903 Esas - 2018/11371 Karar sayılı ilamı ile; katılan ... vekilinin yasal bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz isteminde bulunmasından dolayı temyiz isteminin reddine, katılan ... vekilinin temyiz istemine dayalı olarak yapılan inceleme sonunda ise; “…Sürekli denetim ve gözetim altına alınan mağdurların gün içerisinde, niçin, nasıl, nerede, ne zaman görüştüklerini ve aralarındaki ilişkinin boyutunu ortaya çıkaran görüntülerinin, mağdurların özel yaşam alanı kapsamında yer alması nedeniyle sanık ...'in sübut bulan eyleminden dolayı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, ‘...kamusal alanda bu şekilde fotoğraf çekmenin özel hayatın gizliliği olarak değerlendirilemeyeceği...’ biçimindeki, özel hayatı salt mekana indirgeyen ve yasal olmayan gerekçe ile sanık ... hakkında beraat kararı verilmesi…” nedenine dayalı olarak hükmün bozulduğu ve katılanların kendilerini ayrı vekillerle temsil ettirdikleri anlaşılmakla,
Sanık hakkında mağdur ...’ya yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen 23.03.2016 tarihli beraat kararının kesinleştiği ve bozma ilamını müteakip yapılacak yargılamanın sanık hakkında mağdur ...’e yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan kamu davası ile sınırlı olduğu gözetilerek, sanığın yalnızca mağdur ...’e yönelik eyleminden dolayı zincirleme suç hükmü uygulanmaksızın mahkumiyet hükmü kurulması ve katılan ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mağdur ... da davaya dahil edilip, katılan ... lehine de vekalet ücreti takdir edilerek, sanığın aynı suçu birden fazla mağdura karşı tek bir fiille işlediğinin kabulüyle hükmedilen cezada TCK’nın 43/2. maddesi yollamasıyla 43/1. maddesi gereğince artırım yapılmak suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
b) Sanığın, eşi ile arasında 03.08.2012 ve 14.09.2012 tarihli karşılıklı boşanma davasının devam ettiği ve uzun süredir fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, şapka ve maske takıp, eşi ile mağdur ...’i takip ederek, kamuya açık alanlarda onların rızası olmaksızın yan yana fotoğraflarını çektiği ve gerek mağdur ...’den gerek eşinden kaynaklanan sanığa yönelik herhangi bir haksız eylem bulunmadığı halde, 25.06.2013 tarihinde işlendiği belirlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hükümde, “…sanığın savunmasında eşinin kendisine aldattığını ifade ettiği, bu eylemi ispatlamak için atılı suçları işlediğini beyan ettiği sanığın savunmasının aksinin dosya kapsamından tespit edilemediği, şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarında sanığın atılı suçları haksız tahrik altında işlediğinin kabulünün gerektiği…” biçimindeki, çekimin yapıldığı dönemi gözardı eden yetersiz gerekçelerle TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanması suretiyle sanığa eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 26.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.