Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10146 Esas 2013/9691 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10146
Karar No: 2013/9691
Karar Tarihi: 21.10.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10146 Esas 2013/9691 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Kadastro sonucunda tescil edilen taşınmaza kendisinin de hak sahibi olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Ancak davanın çekişmeli taşınmazın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğunu iddia etse de, tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmelidir. Mahkeme, davayı yazılı gerekçeyle reddetmiştir. Ancak, kararın gerekçesi isabetsiz olsa da sonucu doğrudur. Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince, tutanağın kesinleşmesinden itibaren kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan davaların 10 yıl içinde dinlenilmesi mümkündür. Bu nedenle, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddesi böyle olduğu için, mahkeme kararı doğru olmuştur.
16. Hukuk Dairesi         2013/10146 E.  ,  2013/9691 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda Kızılisalı Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 371 parsel sayılı 669.58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın çekişmeli taşınmazın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, kadastro sırasında, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün, kendisine ait 106 ada 372 parsel içinde tespit gördüğü iddiasıyla dava açtığına göre, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanmıştır. Dava konusu taşınmazın tutanağı itiraz olunmaksızın 09.06.1994 tarihinde kesinleşmiş ve tapuya kaydedilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince, tutanağın kesinleşmesinden itibaren kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan davaların, 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dinlenilmesi mümkündür. Dava 24.05.2010 tarihinde açıldığından hak düşürücü süre geçmiştir. Bu nedenle hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar vermek gerekirken, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz ise de; sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin açıklanan biçimde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara