Esas No: 2012/2028
Karar No: 2012/3183
Karar Tarihi: 05.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2028 Esas 2012/3183 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 08.03.2005 tarihli adi yazılı düzenlenmiş sözleşmeye dayanarak 5 sayılı parsel üzerinde yapılan binadaki 11 numaralı bağımsız bölüm üzerine intifa hakkı tesisini, davalılara yaptığı ödeme miktarı olan 28.000,00 Euro’nun tahsilini, 28.000,00 Euro ile 30.000,00 Euro cezai şart alacağının tahsilini istemiş, ıslah suretiyle müspet zararı olarak bilirkişinin bulduğu 109.175,00 TL alacağı ile yaptığı ödeme tutarı 28.000,00 Euro’nun Türk Lirası karşılığının tahsili talebinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ıslah talebi dikkate alınmak suretiyle istem hüküm altına alınmıştır.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
Davada, 08.03.2005 tarihli adi yazılı düzenlenmiş temlik sözleşmesine dayanılmıştır. Sözleşmenin incelenmesinden; 5 sayılı parsel üzerine yapılan binadaki doğu ve batı cephelerdeki iki bağımsız bölümün davacıya satışının kararlaştırıldığı, satış bedeli olan 60.000,00 Euro’dan 17.500,00 Euro’sunun peşin olarak ödendiği, kalan ödemelerin aylık 1.000,00’er Euro taksitle yapılmasının hükme bağlandığı görülmektedir. Taraflar arasında davacının yapmış olduğu ödemelerin 28.000,00 Euro olduğu hususunda bir çekişme yoktur. Başka bir ifadeyle, davacı satış bedeli olan 60.000,00 Euro’dan 28.000,00 Euro’sunu davalılara ödemiş, başkaca bir ödeme yapmamıştır. Böylelikle borcun kısmi ifa edildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davacı aleyhine yapılan icra takibi sonucu davalılara İcra ve İflas Kanununun 89.maddesine dayanılarak davacı tarafından yapılan alacakların icra dosyasına ödenmesi için birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davalıların davacının icra dosyasına olan borcu sebebiyle yedinde mevcut alacak olan 61.800,00 TL’yi davacının borcuna karşılık icra dosyasına ödediği de anlaşılmaktadır. Böylelikle, davacı hakkında yapılan icra takibi dosyaya olan borcun ödenmesinden dolayı kapatılmış bulunmaktadır.
Hiç kuşkusuz, davacının 08.03.2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacakları sebebiyle istekte bulunabilmesi, kendi edimini yerine getirmesi koşuluna bağlıdır. Zira, Borçlar Kanununun 81.maddesi gereğince kendi borcunu yerine getirmeyen taraf karşı yandan edimin ifasını isteyemez. Gerçekten, davacı 08.03.2005 tarihli sözleşmedeki tüm borçlarını yerine getirseydi ve ancak sözleşme davalılar tarafından ifa edilmeseydi, ifa edilmeyen sözleşme sebebiyle davacı bir zarara uğrayacak, alacağını kısmen veya tamamen elde edemeyecekti. Bu gibi durumlarda Borçlar Kanununun 96.maddesindeki “alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde, borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur” şeklindeki hüküm uyarınca davalıların alacaklının zararlarını karşılaması gerekir. Ne var ki, önemle belirtmek gerekir ki Borçlar Kanununun 96.maddesinden yararlanacak olan tarafın kendi edimlerini yerine getirmesi zorunludur. Borçlar Kanununun 96.maddesinden kaynaklanan zarar, genellikle bir sözleşmeye dayandığından buna akdi tazminat, borçlunun sorumluluğuna da akdi sorumluluk denilmektedir. Buradaki zararın da müspet zarar olduğu kuşkusuzdur.
Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince;
Davacı tarafından davalılara yapılan ödeme miktarının 28.000,00 Euro olduğu çekişmeli değildir. Davalıların, davacının icra dosyasına olan borcu sebebiyle onun namına yaptığı ödemeler miktarının da 61.800,00 TL olduğu da icra dosyası ile sabittir. Davacı, kendi edimini yerine getirmemek suretiyle kusurlu olduğundan, davalılardan Borçlar Kanununun 96.maddesine dayanarak istemde bulunamaz. Açıklanan nedenlerle davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru değildir.
Mahkemece yapılması gereken iş, davacının davalılara ödediği 28.000,00 Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığını sorup saptamak, davalıların icra dosyasına yaptığı ödeme tutarı olan 61.800,00 TL dışında kalan bir alacağı varsa ona hükmetmek, aksi halde davayı reddetmek olmalıdır.
Değinilen yönler göz ardı edilerek ve Borçlar Kanununun 96.maddesine yanlış anlam verilerek, hukuki olan konuda bilirkişi görüşüne bağlı kalınmak suretiyle davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.