Esas No: 2012/2031
Karar No: 2012/3182
Karar Tarihi: 05.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2031 Esas 2012/3182 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 28.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1568 sayılı parseli davalılarla birlikte satın aldıklarını, o tarihlerde yaşı küçük olduğu için akde iştirak edemediğini, davalıların da tapudaki 1/3 payı iradi olarak kendisine temlik etmediğini, 1568 sayılı parselin tapusunun iptali ile 1/3 payının adına tescilini istemiştir.
Davalılar, iddianın yerinde olmadığını, zamanaşımının gerçekleştiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, on yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle dava reddedilmiş, hüküm davacının temyizi üzerine Dairemizin 04.05.2011 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle çekişmenin esasının incelenmesini teminen bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, dinlenen tanık sözleriyle iddia kanıtlandığından bahisle 1568 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile 1/3’er pay olarak taraflar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
İnanç sözleşmesi, 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nun 202.maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
Somut olaya gelince;
Davada az yukarıda İçtihadı Birleştirme Kararında söz edilen yazılı delile, yazılı delil başlangıcına dayanılmadığı gibi, davanın kabulünü gerektirir ikrar gibi bir delile veya yemin deliline de dayanılmamıştır. İddianın, tanık sözleriyle kanıtlanması olanağı bulunmadığından ispat edilemeyen davanın reddi yerine, tanık sözlerine bakılarak istemin hüküm altına alınması doğru değildir.
Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.