Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8416 Esas 2013/9553 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8416
Karar No: 2013/9553
Karar Tarihi: 07.10.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8416 Esas 2013/9553 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/8416 E.  ,  2013/9553 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında Eskicami Köyü çalışma alanında bulunan eski 8 parsel sayılı 3250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 156 ada 44 parsel sayılı ve 4299,27 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 9 parsel sayılı 2750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 156 ada 60 parsel sayılı ve 3053,7 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 10 parsel sayılı 5375 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 156 ada 61 parsel sayılı ve 4615,66 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 11 parsel sayılı 5250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 156 ada 62 parsel sayılı ve 4651,89 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 12 parsel sayılı 4750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 156 ada 64 parsel sayılı ve 6953,51 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiş, eski 1375 parsel sayılı 41100 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise Van 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/663 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu gerekçesi ile tutanağının mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Davacılar ... ve ... davalı Hazine ve Tapu Kadastro Müdürlüğü"nü hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla ilk önce 23.06.1983 tarihli 2859 sayılı yasa uyarınca yenileme çalışmaları (yenileme kadastrosu) yapılmış, bu yasa ihtiyaca cevap vermeyince, 22.02.2005 tarih 5304 sayılı yasa ile getirilen 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi ile bu madde uyarınca 29.11.2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" hükümlerine göre çalışmalar (uygulama kadastrosu) yapılmaya başlanmıştır. Uygulama (yenileme) kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosu, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinin istisnası olmadığı gibi, mülkiyet ihtilaflarının idari işlemle ortadan kaldırılması gibi bir amaca da sahip değildir. Bu nedenlerle, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyet ihtilafları gündeme getirilemez ve değerlendirmeye alınmaz. Kazanılmış hakların korunması ve mülkiyet hakkının zedelenmemesi için uygulama kadastrosunun amacına ve yöntemine uygun şekilde yapılması zorunludur.
    Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve ilk kadastro tarihinde de mevcut olan sabit noktalardan, aynı döneme ve öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan bir dizi teknik çalışmalardan sonra tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı tespit edilerek ada raporu düzenlenmekte ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle, mahkemelerce, amaca uygun bir inceleme ve araştırma yapılması zorunludur.
    Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve uygulama kadastrosunun yapıldığı tarihe yakın tarihli ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak ilk tesis ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmeli; fen bilirkişisinden, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bu raporun eki olacak haritalarda, birincisi hava fotoğrafı üzerinde, ikincisi ise ortofoto (bulunmadığı takdirde uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftası çakıştırılmış bulunmalı, ayrıca her biri yönünden çakıştırmalardan bir tanesinin ada bazında, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve yakın komşularını gösterir şekilde olmalıdır. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalı, öte yandan aynı taşınmazlar hakkında açılan davaların birlikte görülmesi gerektiği hususu gözden uzak tutulmamalıdır.
    Somut olayda; mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde bir inceleme ve araştırma yapılmadığı gibi, dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların Kadastro Mahkemesi"nin 2011/8 Esas ve Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/663 Esas sayılı dosyalarında da davalı olup, uygulama tutanak asıllarının da bu dosyaların içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Aynı taşınmazlar hakkında açılan davaların en kısa zamanda ve en az masrafla görülmesi ve kararların birbiri ile çelişmemesi için birlikte görülmesi zorunludur. Bu nedenle eldeki dosya, aynı taşınmazların dava konusu edildiği ve tutanak asıllarının içinde bulunduğu derdest 2011/8 Esas sayılı dosya ile birleştirilmeli, yine görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmasına karar verilen Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/663 Esas sayılı dosyasında görülen uyuşmazlığın eldeki uyuşmazlık ile bağlantılı olma ihtimali karşısında bu dosya ile ilgili kesinleştirme işlemi yapıldıktan sonra görevsizlik kararının, kesinleşmiş olması halinde bu dosyaların da birlikte görülmesi gerektiği göz önüne alınmalı, tutanaklarına itiraz edilen taşınmazların malikleri de davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra yöntemince yeniden keşif yapılarak yukarıda anlatılan hususları içeren denetime elverişli bilirkişi raporları alınmalı, ayrıca fen bilirkişi raporlarında davacıların zilyet oldukları yerler ile bu yerlerin tesis kadastro ve uygulama kadastro paftalarındaki yerleri aynı pafta üzerinde açıkça gösterilmeli, bundan sonra tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davacılara iadesine, 07.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara