21. Ceza Dairesi 2015/13282 E. , 2015/6231 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 11 - 2015/335978
MAHKEMESİ : Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/08/2015
NUMARASI : 2015/407 (E) ve 2015/360 (K)
SUÇ : Mühür bozma
İncelenen dosya içeriğinden; sanık hakkında mühür bozma suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2012 gün ve 2011/277 Esas, 2012/20 Karar sayılı kararı ile sanığın kesin nitelikte doğrudan 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kesin nitelikteki bu karara karşı, katılan şirketin mühürleme tarihinde özelleştirilmiş olduğu, bu nedenle yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı hususuna ilişen kanun yararına bozma talebi üzerine, Dairemizin 05.05.2015 gün ve 2015/9968 Esas, 2015/706 sayılı kararı ile; 12.09.2011 tarihli mühür bozma tutanağına konu 06.09.2011 tarihli mühürleme işlemini gerçekleştiren katılan .... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin, mühürleme tarihinden önce 31.08.2010 tarihinde özelleştirilmesi nedeniyle, lisans sahibi özel şirket görevlileri tarafından yapılan mühürleme işlemine aykırı davranışta, 5237 sayılı TCK"nun 203. maddesinde düzenlenen "mühür bozma" suçunun unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görüldüğünden, Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2012 gün ve 2011/277 Esas, 2012/20 sayılı kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca bozulmasına, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, yüklenen suç unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine karar verildiği görülmüştür.
5271 sayılı CMK"nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi; "Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesi doğrudan hükmeder." hükmünü amirdir. Bu nedenle iş bu dosya ile ilgili olarak Dairemizin yukarıda bahsi geçen 05.05.2015 gün ve 2015/9968 Esas, 2015/706 sayılı kararı ile mahkemenin 20.01.2012 günlü hükmü kanun yararına bozma yasa yoluyla incelenmiş ve mahkumiyet hükmü bozularak 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanarak sanığın beraatine karar verilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkemece dosyanın yeniden ele alınarak sanık hakkında tekrar beraat kararı verilmesi hukuken mümkün olmadığından, sanığın beraatine dair mahkemenin 19.08.2015 günlü kararı hükümsüz olup, bu nedenle temyizi de olanaklı bulunmadığı cihetle, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE, 15.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.