Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/4513 Esas 2022/7976 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi:Ağır Ceza Mahkemesi


Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan sanık müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü temyiz dışı katılan sanık ...’ın idaresindeki motosiklet ile meskul mahal dışında, iki yönlü, düz, eğimsiz, kuru Devlet karayolunda seyir halindeyken önünde seyreden arkadaşı tanık ...’in sevk ve idaresindeki motosikleti sollayıp tekrar sağ şeride geçtiği esnada beyanına göre sanık ...’e idaresindeki yolun sağında park halinde bulunan traktöre bağlı römorkun sol arkasına çarptığı, kendisiyle yanında yolcu olarak bulunan ...’un yola savrulduğu, kaza nedeniyle katılan sanığın yaralandığı, yanında yolcu olarak bulunan ...’un ise öldüğü,
Sanık ...’in alınan savunmasında sağ şeritte nizami bir şekilde ilerlerken katılan sanık ile ölenin üzerinde bulunduğu motosikletin hızla yanından geçtiğini, sollamayı tamamlamalarına rağmen motosikletin sağ şeride geçmeyerek sol şeritte ilerlemeye devam ettiğini, aşırı hızlarından ötürü motosiklet sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve yalpalamaya başladığını, karşı şeritten gelen bir araca çarparak durabildiklerini, kendi idaresindeki traktöre çarpmadıklarını beyan ettiği,
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 24/12/2015 tarihli raporunda ikili bir kusur dağılımı yapıldığı;
‘’1.) Sanık sürücü idaresindeki traktörün herhangi bir ışığının yanmaz halde ve sağ şeridi işgal edecek şekilde park edilmiş olması durumunda;
A) Sanık ...’in asli derecede kusurlu,
B) Sanık ...’ın tali derecede kusurlu olduğu
2.) Sanık sürücü idaresindeki traktör nizami biçimde seyir halindeyken, traktörü sollayan motosiklet sürücüsü sanığın direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olması durumunda;
A) Sanık ...’in kusursuz,
B) Sanık ...’ın asli derecede tamamen kusurlu olduğunun’’ belirtildiği, mahkemece ATK raporunun oluşa uygun bulunduğu, kusur değerlendirmesi bakımından şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca kazanın nasıl meydana geldiği tam olarak belirlenemediğinden her iki sanık yönüyle de en lehlerine olan hal uyarınca karar verilmesi gerektiği gözetilerek hüküm verilen olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanık müdafii ile katılan vekilinin kusura, tanık beyanlarına itibar edilmediğine, sanığın asli kusurlu olduğuna ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 02.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.