Esas No: 2020/1743
Karar No: 2022/7907
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1743 Esas 2022/7907 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/1743 E. , 2022/7907 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar ile kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, şikayetçiler vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Sanık hakkında şikayetçi ...’a yönelik tehdit ve hakaret suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı, mahkemece kararın temyize değil, itiraza tabi olduğu gözetilip, şikayetçi ... vekilinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi için CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca dosyanın merciine gönderildiği ve mercii ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2016 tarihli, 2016/555 değişik ... sayılı kararıyla şikayetçi ... vekilinin itirazının reddine karar verildiği anlaşılmakla; dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B) Sanık hakkında şikayetçi ...’e yönelik kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Duruşmanın 19.10.2015 tarihli 2. oturumunda katılma isteminde bulunmasına rağmen, bu konuda herhangi bir karar verilmeyen şikayetçi ...’in, CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi hakkında karar verilmeyenler sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu gözetilip, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili aracılığıyla hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini devam ettiren şikayetçi ...’in, CMK'nın 237/2. madde ve fıkrası uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede:
İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi eylemi TCK'nın 133/1. madde ve fıkrasında; en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi eylemi TCK'nın 133/2. madde ve fıkrasında suç olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesi eylemi TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasında suç olarak tanımlanmışken, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasında yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eylemi suç olarak düzenlenmiştir.
TCK'nın 133/2. madde ve fıkrasında tanımlanan söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, ikisi arasında geçen sözleri kaydetmesi, TCK'nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylem, aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir. Aynı şekilde, 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasında, “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların” kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişinin cezalandırılacağının düzenlenmiş olmasından dolayı bu suçun faili, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişiler olup, verilerin de “söyleşi”nin değil, “konuşma”nın kaydedilmesi suretiyle elde edilip, hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi gerekir; aksi halde eylem, koşulları bulunduğu takdirde, TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada;
Sanık ...’un, borsa ile ilgilenen şikayetçi ... ve onun arkadaşı olan katılan ...’in tavsiyeleri üzerine aldığı bir hisse senedinden dolayı zarar ettiğini ve dolandırıldığını beyanla adı geçenler hakkında suç duyurusunda bulunup, katılanla yüz yüze yaptığı görüşmelere ilişkin ses kayıtlarını iddialarına delil olarak soruşturma makamına sunmasının ve ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 2014/97261 numara ile şikayetçi ve katılan hakkında Sermaye Piyasası Kanununa aykırılık suçundan soruşturma başlatılmasının ardından, katılanın 17.11.2014 havaleli şikayet dilekçesini ... Cumhuriyet Başsavcılığına vermesi üzerine başlatılan 2014/99955 numaralı adli soruşturma sonunda, sanığın, katılanla yaptığı görüşmeleri gizlice kaydedip, tanık Nazım’a whatsapp adlı uygulama üzerinden göndermesi nedeniyle TCK’nın 133/2-3. madde ve fıkralarındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Katılanın sanık tarafından kayıt yapıldığından kısmen haberdar edildiğine dair beyanına, ses kayıtlarının çözümüne ilişkin bilirkişi raporlarına ve dosyada mevcut diğer delillere göre; sanık tarafından yüz yüze gerçekleşen görüşmeler esnasında kaydedilen ve taraflar arasındaki hukuki ihtilaf ile ilgili olup, katılanın özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmayan konuşmalara bir üçüncü kişi dahil olmadığından, TCK’nın 133/2-3. madde ve fıkralarındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile aynı Kanunun 134/1-2. madde ve fıkralarındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ve katılan lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 02.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.