Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/6238 Esas 2013/8615 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6238
Karar No: 2013/8615
Karar Tarihi: 20.09.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/6238 Esas 2013/8615 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, bir tapu iptali ve tescil davasına ilişkin kararı incelemiş ve mahkemenin bozma ilamına uyulmadığını belirterek kararı bozmuştur. Davada, taşınmazların imar ve ihya durumunun araştırılmaması ve yetersiz incelemeler yapılması sebebiyle hüküm isabetsiz bulunmuştur. Gerektiği şekilde keşif yapılması, fotogrametri ve jeodezi uzmanı harita mühendisi bilirkişinin incelemesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri doğrultusunda araştırmalar yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, talepten fazlaya hükmedildiği ve davacının tek başına terekeye dahili istemiyle dava açamayacağı gibi yanlış kararlar da belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şu şekildedir: TMK'nın 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri.
16. Hukuk Dairesi         2013/6238 E.  ,  2013/8615 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; “davanın; kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK"nın 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olup; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava koşulu üzerinde durulmadığı gibi yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm vermeye yeterli bulunmadığı; öncelikle, dava konusu parseller davacının babasından satış, bağış veya paylaşım suretiyle davacıya kalmamış ise, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlar bakımından davacının tek başına terekeye dahili istemiyle dava açamayacağından, davanın dava koşulundan reddine karar verilmesi; şayet dava konusu taşınmazlar satış, bağış veya paylaşım sonucu davacıya düşmüş ise, davanın bulunduğu bu hali ile yürütülmesi, bu durumda da, keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazların dere yatağından elde edilen yerlerden olduğu, dozerlerle dere yatağı açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olduğu anlaşıldığına ve Hazine de dere yatağı niteliğinde bulunduğu savunmasını getirdiğine göre, dava konusu taşınmazların imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu kabul edilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyaya ilişkin tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp saptanması; bundan ayrı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi uyarınca muris ...ile davacı ve diğer mirasçılar yönünden miktar araştırılmasının yapılması” gereklerine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; “davacının davasının kabulüne, Giresun İli, Yağlıdere İlçesi, Ömerli Köyü, 149 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın 2.821,00 m2 olarak ve 178 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın 1.326,85 m2 olarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu Ömerli Köyü 178 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının Yağlıdere Belediye Başkanlığına ait olduğunun tespitine, bu hususun beyanlar hanesine şerh düşülmesine” karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    “Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmuş olmakla, orada belirtilen hususların yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Anılan bu husus, usuli kazanılmış hakkın bir sonucudur. Somut olayda; dava konusu taşınmazların öncesi ırmak yatağı olduğu belirtilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tespit ve tescilleri yapıldığına göre, kadastro tespit günü itibariyle; imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiğinin kanıtlanması zorunludur ve bu hususa bozma ilamında açıkça değinilmiştir. Oysa Mahkemece, bu konuda yöntemince araştırma yapılmamış, sadece inşaatçı ve fen bilirkişi raporlarıyla yetinilerek hüküm kurulmuştur. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için; 3 kişilik ziraat mühendisi ve 1 jeoloji mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılması, ayrıca en sonuncusu 1987 yılına ait olmak üzere birbirine yakın tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından temin edilerek fotogrametri ve jeodezi uzmanı harita mühendisi bilirkişiye stereoskopla incelettirilmek suretiyle taşınmazların tespit gününden 20 yıl öncesinde imar ve ihyası tamamlanarak tarım arazisi haline getirilmiş olup olmadığının saptanması; 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi bakımından Kadastro Müdürlüğü nezdinde de araştırma yapılması, taşınmazların hangi tarihte ilk kez imar planı kapsamına alındığının tespit edilmesi, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddelerinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Öte yandan kabule göre de, dava konusu taşınmazlardan 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu ve dağıtım cetveline göre, 654.17 metrekare DOP kesilmek suretiyle kalan 998.57 metrekaresinin 149 ada 3 sayılı imar parseline gittiği, bu 3 sayılı imar parselinin kalan miktarının ise dava dışı başka parselden oluşturulduğu gözetilmeksizin, 149 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının iptal ve davacı adına tesciline karar verilmek suretiyle talepten fazlaya hükmedilmiş olması da doğru değildir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 20.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara