Esas No: 2012/2218
Karar No: 2012/2724
Karar Tarihi: 27.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2218 Esas 2012/2724 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ... mirasçıları tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Mahkeme gerekçesinde aynen "tebligat yapılıp taraf teşkili sağlanmıştır" açıklaması yapılmış ve davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Hüküm; aleyhine geçit kurulan 531 nolu parselin kayıt maliki muris ... ..." ın mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Tapu kayıtlarının incelenmesinde;
Davacı 530 parsel sayılı taşınmazın maliki olup aleyhine geçit tesisi kurulan 531 parsel sayılı taşınmazın ise, ... oğlu ... ... adına kayıtlı bulunduğu ve dosyada mevcut veraset ilamına göre; tapu kayıt maliki ... ..."ın 19.02.1993 tarihinde vefat ettiği iş bu davanın 14.04.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, taraf ehliyetini tanımlamamış, 38. maddesiyle Türk Medeni Kanununa yollamada bulunmakla yetinmiştir. Türk Medeni Kanunu ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek, medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteniğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir.
Öte yandan Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur.
Davalı ... ... "ın dava tarihinden önce öldüğü gözetilerek, kural olarak taraf ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerekirken kabulüne dair karar verilmesi bozma nedenidir.
Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun124.maddesi ile "Tarafta iradi değişiklik "başlığı altında yeni düzenleme getirilmiştir.
3.nolu bentte aynen "Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir."
4.nolu bentte ise aynen "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir..."hükümlerini içermektedir.
O halde, mahkemece davalılardan ... ..." a ait dosyada mevcut verasat ilamı gözetilerek, tüm mirasçılarına dava dilekçisinin usulüne uygun biçimde tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Taraf teşkili sağlanmadan ve savunma hakkı kısıtlanarak yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ..."ın mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, esasa ilişkin itirazların bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına , peşin temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.