16. Hukuk Dairesi 2013/9124 E. , 2013/8584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda Baharşeyh Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 390 parsel sayılı, 702157,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına ham toprak vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, 104 ada 390 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, teknik bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G), (H), (I) ve (J) harfleriyle gösterilen toplam 16392,5 m2 yüzölçümlü, taşınmaz bölümlerinin davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacılar yararına zilyetlik yolu ile mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın başında yapılan keşifte kabulüne karar verilen taşınmaz bölümleri için yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi konusunda ayrıntılı beyan alınmadığı gibi, arazinin kullanım süresi ve niteliğinin belirlenmesine yönelik olarak hava fotoğraflarının stereoskopik incelemesi de yapılmamıştır. Uyuşmazlığın çözümü için kadastrodan önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin 1/20000 veya 1/25000 ölçekli hava fotoğrafları dosyaya getirtilmeli ve bu fotoğraflar stereoskop aletiyle incelenmelidir. Hava fotoğrafı, stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. O halde Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, tespit tarihine göre 20-30 yıl (1986 yılı öncesine) öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile komşu parsellerin tapulama tespitine esas tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, bundan sonra, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği tanıkları ile ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği belirlenmeli, kabulüne karar verilen her bir taşınmaz bölümünün hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığı, imar-ihyanın hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, davacılara taşınmaz bölümlerinin nasıl intikal ettiğinin belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılmalıdır. Kabule göre de; karar tarihinde ölü olduğu anlaşılan Ahmet ve ... adına tescil hükmü kurulması ve taşınmazın bir kısmı dava konusu yapıldığı halde tamamı için tapunun iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.