Esas No: 2019/4682
Karar No: 2022/8049
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/4682 Esas 2022/8049 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/4682 E. , 2022/8049 K.Özet:
Sanık, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırılık suçundan yargılanmıştır. Olay, bir arkeolojik sit alanında yapılan tarımsal faaliyetler ile ilgilidir. Sanık, taşınmazın tapulu olduğunu ve sit alanında tarım yapmanın suç olduğunu bilmediğini savunmuştur. Ancak, yargılama sırasında kanıtların yetersiz olduğu görüldüğü için sanığın beraat kararı verilmiştir. Bu karar katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonrasında, mahkeme kararı eksik araştırmaya dayandığı için bozulmuştur. Bu karara göre, olayın ayrıntılı bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Bu araştırmalar sırasında, suçun unsurları tam olarak belirlendikten sonra sanık hakkında karar verilecektir. Sonuç olarak, Kanunun 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu olduğu söylenmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Oğuzhan Pekmez isimli şahıs tarafından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün aranarak ... Höyüğünde kaçak kazı yapıldığının bildirilmesi üzerine olay yerine giden müze görevlileri tarafından yapılan incelemeler sonunda düzenlenen 02/12/2014 tarihli raporda, ... Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 18/12/1992 tarih ve 1384 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alan olarak tescil edilen höyükte, 2 metre genişliğinde ve 1 metre derinliğinde kazı yapılmış olduğunun, ayrıca höyük üzerinde sürüme dayalı tarımsal faaliyetlerde bulunulduğunun tespit edildiği, kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen 26/01/2015 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağında, kazı çukurunun etrafında kazının yeni yapıldığına dair ıslak toprak bulunmadığının, sanık ... tarafından ekilen buğdayların ve yabani otların yetiştiğinin belirlendiği, sanığın aşamalardaki savunmalarında, suça konu yerin tapulu taşınmazı olduğunu, sit alanında kaldığını ve bu alanda tarım yapmanın suç olduğunu bilmediğini, köylerinde eskiden beri arazide bir çukur olduğunun söylendiğini, 2013 yılında araziyi mirasçılardan biri olan ... ’nın ektiğini, kazı çukurunu 2014 yılının ekim ayında gördüğünü, arazi anayoldan rahatlıkla görülebildiğinden kaçak kazı yapılmasının mümkün olmadığını beyan ettiği olayda, tüm dosya kapsamından, dava konusu kaçak kazının sanık tarafından yapıldığının sabit olmadığı anlaşılmakla birlikte, 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli bölgede gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlere ilişkin olarak, öncelikle suça konu taşınmazın tapu kaydı ve bölgenin sit alanı olarak tescil edilmesine ilişkin Kurul kararı ile ilan tutanakları dosya kapsamına alınarak, mahallinde arkeolog, fen ve ... bilirkişiler refakatinde keşif yapılıp, sanık tarafından gerçekleştirilen sürüme dayalı tarımsal faaliyetler nedeniyle sit alanının ve höyüğün zarar görüp görmediğinin tereddütsüz şekilde belirlenmesi, böylece suçun unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile beraate dair hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.