Esas No: 2020/12215
Karar No: 2022/8015
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/12215 Esas 2022/8015 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/12215 E. , 2022/8015 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme, görevi kötüye kullanma
Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin mahkumiyetine ilişkin hükümler ile görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen düşme hükümleri, sanık ... müdafii, sanıklar ..., ... ve ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ... ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 299. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, sanık ... tarafından süresi geçtikten sonra duruşmalı inceleme isteminde bulunulmuş olup, talep uygun görülmeyip duruşma açılmaksızın dosya üzerinde yapılan incelemede;
23.10.2011 tarihinde yerel saatle 13:41 sıralarında, merkez üssü ... ili, ... ilçesinde meydana gelen ve merkez üssü Kasımoğlu köyü civarı, değeri değişik kuruluşlara göre 7,1 ile 7,3
arasında değişen, odak derinliği 19,02 km olan depremin meydana gelmesi üzerine, ... Mahallesi ... Caddesi üzerinde bulunan ... Apartmanı'nın yıkılması ve çökmesi sonucu üç kişinin öldüğü, yapılan ölü muayene işlemleri sonucu ölenlerin göçüğe (depreme) bağlı olarak hayatlarını kaybettiklerinin tespit edildiği olayda;
... Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına bağlı İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından Ağustos 2012 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporuna göre; binanın yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 11.12.1995 tarihli yapı ruhsatı istek dilekçesi, 20.12.1995 tarih ve 95/161 numaralı yapı ruhsatı, muvafakat yazıları ve noter evraklarından binanın projelerinin 1997 yılından önce yapıldığı, apartmana ait mimari ve statik projelerin olduğu ancak elektrik tesisat projesinin, statik hesap raporları ile zemin raporlarının bulunmadığı, ... Apartmanının yapım yılına göre 1975-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik kapsamına girdiği,
14.11.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre, binanın taşıyıcı sistemi betonarme olup, zemin ve 3 normal olmak üzere toplam 4 kattan oluştuğu, 20.12.1995 tarihli yapı ruhsatına göre de bina dükkân olarak kullanılan zemin ve konut olarak kullanılan 3 normal olmak üzere toplam 4 kattan oluştuğu, 28.05.2003 tarihli yapı kullanma izin belgesinin ise ruhsatlı yapının ilk 3 katı için çıkartıldığı, mimari projeden de binanın zemin ve 3 normal kat olmak üzere toplam 4 kattan oluştuğunun görüldüğü, yapı ruhsatında belirtilen zemin kat yüksekliğinin mimari ve statik projeler ile uyum olmayıp, normal kat yüksekliklerinin birbirleriyle uyumlu olduğu,
... Apartmanına ait karot numuneler üzerinde gerçekleştirilen merkezi basınç deneyi sonucunda, numunelerin ortalama basınç dayanımı 7.92N/m² olarak elde edilmiş olup, elde edilen bu basınç dayanımının, 1975 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan B160'dan düşük olduğu, 1975-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğe göre bina önem katsayısının 1 olduğu, dosyadaki belgeler incelendiğinde, yıkılan binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasmda yetersizlikler olduğu, ön inceleme raporu rölevesi ile proje verilerine göre zemin kat kolon sayıları, boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, beton numuneleri içerisinde standart dışı büyüklükte agregalar belirlendiği, proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda tekil temellerin, zemin emniyet gerilmesi ve kesit alanı açısından yüzde yüzünün yetersiz olduğunun belirlendiği,
Mahkemece hükme esas alınan 22/07/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; sanık ...'nin yıkılan binanın mimari projesini çizdiği, statik proje ve hesaplamalarını yaptığı, aynı zamanda yapının "fenni mesulü" olduğu, bu konuda taahütname verdiği, ancak fenni mesul olmaktan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, sanıklar ... ve ...'in söz konusu binanın sahip ve müteahhitleri olarak yapıdan sorumlu oldukları halde yürürlükteki kurullarına uygun bir inşaat yaptırmamak bakımından kendi üzerine düşen dikkat ve özeni göstermemeleri ruhsatında toplam 4 kat olan yapıya kaçak bir kat ekleyerek 5 katlı inşa etmelerinden dolayı sorumlu olduğu, sanık ...'ın inşa sorumluluğunu üstlendiği binayı inşaat tekniğine uygun bir şekilde imal etmede gerekli dikkat ve özeni göstermediği için sorumluluğunun bulunduğu,
İmar mevzuatına göre belediyelerin, ilgili tarihte inşaatların ruhsata uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının denetleme görevlerinin 1580 sayılı Belediye Kanunun 15. madde 79 bendinde; "İmar planlarının yapımı ve uygulaması ile yapıların inşaat ve iskan ruhsatı aşamasında Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirleri almak" olarak belirlenmekte, ancak gerek dosya kapsamı, gerekse KTÜ raporundan anlışıldığı üzere ... Apartmanı için geçerli olan 15/04/1999 tarihli 2. yapı ruhsatında zemin raporu ve statik hesap raporu olmadığı halde yapı ruhsatı verilmesini sağlayan ve yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan yapıya "yapı kulanma izin belgesi" düzenlemek ve onaylamaktan ötürü belediye görevlileri olan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanmak yolu ile meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından cezai sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği, ancak sanıklar ... ve ... hakkında ise, iki yıl içinde inşaatına başlanamadığı için ilk alınan 20/12/1995 tarihli yapı ruhsatının geçersiz olduğu bu nedenle de, herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporları, yapılan inceleme, değerlendirme ve deliller neticesinde; 2.derece deprem bölgesinde yer alan ... Apartmanının taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binada projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığının belirlendiği,
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün soruşturma aşamasında belediye görevlileri olan sanıklar hakkında yaptığı ön inceleme sonucunda aldığı 25/01/2013 tarihli kararında; zemin etüt raporu, statik hesap raporları olmadan ve yapı ruhsatında belirtilen zemin kat yüksekliğinin mimari ve statik projeler ile uyumlu olmadan 20/12/1995 tarihli yapı ruhsatının verilmesi ile yapı ruhsatında belirtilen zemin kat yüksekliğinin mimari ve statik projeler ile uyumlu olmadığı halde belediye teknik elemanlarınca yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından bir mahzur görülmediğinin tespiti yapılarak yapı kullanma izin belgesi verilmesi nedenleriyle, 3194 Sayılı İmar Kanunun 22, 29 ve 30.maddelerine aykırı hareket edildiği gerekçesi ile soruşturma izni verildiği, hakkında soruşturma izni verilmeyen sanık ... hakkında da, soruşturma izni verilmemesine dair karara, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edildiği ve itirazın Danıştay 1. Dairesinin 02/10/2013 tarihli kararı ile kabul edildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkındaki düşme hükmüne yönelik sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
28/03/2003 tarihinde verilen yapı kullanma izin belgesini onaylayan Belediye Başkanı olduğu; yapı kullanma izin belgesinin verildiği 2003 yılında yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununa göre; Belediye Başkanının belediye teşkilatının en üst amiri olduğu, görevleri arasında belediye teşkilatını sevk ve idare etmek ve kanunda yazılı diğer görevlerinin bulunduğu anlaşılmakla; 28/03/2003 tarihli yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden görevlilerinin fen işleri memurlarının ..., ... ve ... olduğu, yapı kullanma izin belgesini tetkik eden görevlinin ..., en son onaylayan ve mühürleyen kişinin ise Belediye Başkanı sanık ... olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan yapıya verilen yapı kullanma izin belgesini imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun zamanaşımına uğradığı görülmekle yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonunda, sanık ... hakkında açılan davanın, suç tarihinden karar tarihine kadar süre içinde zamanaşımının dolduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, sanık müdafiinin sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahalli Cumhuriyet savcısının ise sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA;
II-Sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik, sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
3194 sayılı İmar Kanunun 28. maddesinde yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensuplarının, (fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre) yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevli olduğu, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılması halinde durumu ruhsatı veren Belediyeye bildirmekle mükellef olduğunun düzenlendiği, sanık ...'nin fenni mesul olmaktan kaynaklanan denetim görevini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, yapı sahibi olarak sanıklar ... ve sanık ...'in yapımından sorumlu olduğu halde, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından kendi üzerilerine düşen dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle kusurlu oldukları, sanık ...'ın da, yapının müteahhidi olarak binayı inşaat tekniğine uygun bir şekilde imal etmede gerekli dikkat ve özeni göstermediği için kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği, ayrıca ... Belediye Meclisinin 12/02/2001 tarihli kararı ile yapı ruhsatında dört kat olarak belirtilen binanın beş kata çıkarıldığı ancak sadece ilk üç katı için yapı kullanma izin belgesinin alındığı anlaşılmakla;
1-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından dikkat ve özeni göstermeyen, binadaki malzeme ve donatı yetersizliklerini denetlemeyen ikinci derecede deprem bölgesinde bulunan ... Apartmanının tamamen çökmesine ve üç kişinin göçük altında kalarak ölmesine asli kusurlu olarak neden olan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, ... ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında eksik cezaya hükmolunması,
2-İkinci derece deprem bölgesi olan ...’de, yıkılan ... Apartmanından alınan karot numunelerinin teknik bilirkişiler tarafından incelenmesi neticesinde; elde edilen basınç dayanımının, 1975 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan B160'dan düşük olduğu, binanın taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binanın projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığının belirlendiği, bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu; sanıkların yıkılan binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve ... bitimi aşamasında, üzerilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, tayin olunan cezalarında 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-TCK'nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, inşaat mühendisi olduğu anlaşılan sanık ...'nin çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde mesleğini icrasında bulunmaktan 1 yıl süre ile yasaklanmasına karar verilmesi,
4-Taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yargılama giderinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin eşit olarak tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,
III-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki düşme hükümlerine yönelik sanıklar ..., ... ve ... müdafii ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin sanıklar hakkında düşme kararı değil, beraat kararı verilmesi gerektiğine; mahalli Cumhuriyet savcısının ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-... Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına bağlı İnşaat Mühendisliği tarafından düzenlenen Ağustos 2012 tarihli raporda; “deprem nedeni ile yıkılan binada ... aşaması ve sorumluluk ilişkilendirilmesi” adı altında tablo hazırlandığı, söz konusu binanın yapılış tarihi itibariyle 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’e tabi olduğu, binada kullanılan betonun yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan B160’ı sağlamadığı, beton içerisinde standart dışı agregaların mevcut olduğu, zemin kat kolon sayıları, boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar olduğu, binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu ve bu yetersizlikler dolayısıyla proje müellifleri, yapı sahibi ve müteahhidinin, teknik uygulama sorumlusunun ve belediyenin ilgili birimlerinin sorumlu olduğunun belirtildiği, ayrıca binanın ... bitimi aşamasında biten bina inşaatının projeye uygunluğunun denetlenmediği, bu nedenle belediyenin teknik uygulama yetkililerinin sorumlu olduğu sonucuna varıldığı,
İnşaatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediyeler Kanunun “Belediyenin Vazifeleri” başlıklı 15.maddesinin 79.bendinde “ İmar planlarının yapımı ve uygulanması ile yapıların inşaat ve iskan ruhsatı aşamasında, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak, uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirler alma” hükmünün yer aldığı;
15/04/1999 tarihli yapı ruhsatını düzenleyen kişinin Belediye fen işleri memuru sanık ..., ruhsatı kontrol eden kişinin Belediye fen işleri müdür vekili sanık ... olduğu, binanın ilk üç katı için verilen ve 15/04/1999 tarihli yapı ruhsatına dayanarak alınan 28/05/2003 tarihli yapı kullanma izin belgesini tetkik eden kişinin Belediye fen işleri müdür vekili sanık ... olduğu; yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden belediye fen memurlarının sanık ..., ... ve ... olduğu, bina sahibi olan sanıklar ... ve sanık ... tarafından inşaatına başlanılacak yapının statik hesap raporu ve zemin etüt raporu olmadan yapı ruhsatı ile; yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan binaya yapı kullanma izin belgesi verilmesi ve inşaatın yapım aşamasında gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle; 3194 sayılı İmar Kanunun “Ruhsat alma şartları” başlıklı 22. maddesindeki, “ Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge) mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmü ile aynı Kanunun 29. ve 30.maddelerindeki; "Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır...", "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için, inşaat ruhsatını veren belediye, valilik veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik bürolarından; 27'nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise, ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir. Belediyeler, valilikler veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik büroları, mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır..." hükümlerine aykırı davrandıkları; binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, beton içerisinde standart dışı agregaların mevcut olduğu, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, malzeme kalitesinde, binanın proje ve yapım aşamasında yetersizlikler olması ve statik hesap raporu ile zemin etüt raporu olmadan binaya ruhsat verilmesi, mimari ve statik projede belirtilen zemin kat yüksekliğinin yapı ruhsatında belirtilen yükseklikler ile uyumlu olmadığı halde binanın ilk üç katı için yapı kullanma izni verilmesi sonucu, binanın meydana gelen deprem nedeni ile yıkılmasında, sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmalarına rağmen, İmar Kanununa, 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve dönem itibariyle bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davrandıkları, üzerilerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili oldukları, bu nedenle meydana gelen ölümler bakımından sanıkların eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, görevi kötüye kullanma suçu bakımından değerlendirme yapılarak, suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında düşme kararları verilmesi,
2-Mahkemece hükme esas alınan 22/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda; 20/12/1995 tarihli yapı ruhsatını kontrol eden kişinin sanık ... olduğu ancak iki yıl içinde ruhsat alınan binanın inşaatına başlanamadığı için söz konusu yapı ruhsatının geçersiz olduğu, 28/05/2003 tarihli yapı kullanma izin belgesine esas yapı ruhsatının ikinci defa alınan 15/04/1999 tarihli yapı ruhsatı olduğu, bu yapı ruhsatında da sanık ...'nın imzasının bulunmadığı bu nedenle de sanığın sorumluluğunun bulunmadığının bildirildiği anlaşılmakla; İmar Kanunun 29.maddesine göre geçersiz olduğu anlaşılan 20/12/1995 tarihli yapı ruhsatını onaylayan sanık ...'nın, meydana gelen ölümler bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından sanık ...'nın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hakkında düşme kararı verilmesi,
3-UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık ...'in, 10.06.2016 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 03.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.