16. Hukuk Dairesi 2013/6408 E. , 2013/8533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Avcılar Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 257, 512 ve 599 parsel sayılı 355.36, 853.69 ve 11726.47 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan söz edilerek davalı Hazine adına tespit edilmiş, kadastro tespitinden önce Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek tutanak davalı hale getirilmiştir. Davacı ..., tarafından davalılar Hazine ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların bilirkişi raporuna göre mera niteliğinde olduğu ve zilyetlik ile iktisabının mümkün olmayacağı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Davacı tarafından kadastro tespitinden önce açılan tescil davasına rağmen dava konusu taşınmazlar tespit sırasında ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan keşiflerde dinlenilen yerel bilirkişiler ve tanıklar davacının kullanımında olan taşınmazın tarım arazisi olduğunu, son yıllarda çayır olarak kullanıldığını, taşınmazın batısında kalan bölümün mera olduğunu ileri sürdükleri halde Kadastro Mahkemesinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler taşınmazların etrafında mera bulunmadığını bildirmişler, hükme esas alınan zirai bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın bir tarafının mera olması nedeni ile taşınmazın da mera olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir. Beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmediği gibi, taşınmazın etrafında kadim mera niteliğinde taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmamış, varsa davaya konu taşınmazların meradan ne şekilde ayrıldığı arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamış, taşınmazların niteliğinin belirlenmesi yönünden hava fotoğraflarından yararlanılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için aktarılan tescil davasının açıldığı 30.06.2003 tarihinden 20-25 yıl öncesine ait çift taraflı bindirmeli ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan istenilmeli, eski tarihli memleket haritaları ve uydu fotoğrafları da getirtilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak ... tarafından yapılan kamulaştırmaya ilişkin krokide taşınmazların batı yönünde kalan taşınmazın ne sebeple mera olarak gösterildiği araştırılarak ilgili belgeler dosya içine getirtilmelidir. Bundan sonra, komşu köylerden, seçilecek taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve fen bilirkişisi aracılığıyla yapılacak keşifte, fen bilirkişi aracılığı ile kamulaştırmaya ilişkin harita ve dayanağı belgeler uygulanarak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığı, ne zaman kamulaştırıldığı, kamulaştırma belgelerinde taşınmazlar hangi nitelikte gösterildiği, taşınmazlar üzerinde tarım yapılıp yapılmadığı, tarımsal faaliyet yapılmıyor ise otu biçilmek suretiyle kullanılan özel çayır niteliğinde olup olmadıkları, bir süredir kullanım olmaması halinde taşınmazın ne kadar süre ile kullanılmadığı, kullanmayışın terk iradesinden mi, yoksa zorunlu nedenlerden mi kaynaklandığı, taşınmazın çevresinde eylemli ve geleneksel anlamda mera bulunup bulunmadığı sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; taşınmazın çevresinde mera olduğunun anlaşılması halinde dava konusu bölümle ne şekilde ayrıldığı, arada doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Ayrıca yukarıda sözü edilen hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendislerince stereskop aletiyle inceleme yapılarak dava konusu taşınmaz bölümlerinin niteliği, üzerinde tarımsal faaliyette bulunulup bulunulmadığı, etrafındaki taşınmazlarla aralarında farklılık bulunup, bulunmadığı hususunda ayrıntılı rapor vermeleri sağlanmalıdır. 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın diğer bölümleri ile davaya konu bölümlerini karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerini açıklayacak ve çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş; daha önceki bilirkişi raporlarını da irdeleyecek şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, taşınmazların çevresinde eylemli mera bulunmaması halinde özel mülkiyete konu taşınmazlarla çevrilen 4725,04 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadim mera olup olamayacağı tartışılmalı, bundan sonra davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 19.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.