Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15768 Esas 2012/2604 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15768
Karar No: 2012/2604
Karar Tarihi: 24.02.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15768 Esas 2012/2604 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2011/15768 E.  ,  2012/2604 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiası ile açılmış, mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
    Davalıya dava dilekçesinin Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle öncelikle anılan madde uyarınca geçerli tebligatın ne şekilde olacağının irdelenmesi gerekmektedir.
    Tebligat Kanununun 21. maddesine göre kendisine tebligat yapılacak kimse, gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine yada memuruna imza karşılığı teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin 1. fıkrası uyarınca da tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden veyahut zabıta amir veya memurlarından soruşturularak,
    alınan beyanı tebliğ mazbatasına yazıp, altını imzalatması gerekir. Bu yön özellikle Tebligat Kanununun 23 ve Tüzüğün 33. maddeleri hükmünde de ayrıca vurgulanmıştır.
    Eldeki davada, davalıya çıkarılan tebligat incelendiğinde, 05.12.2005 tarihli duruşma gününün 17.11.2005 tarihinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligata adres kapalı olduğundan komşusu ..."ya haber verilerek bir örneğin kapıya yapıştırıldığı yazılmıştır. Ancak komşunun imzası alınmamıştır. Bu durumda tebligat işleminin Kanun ve Tüzük hükmüne uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Oysa Tüzüğün 28.maddesinin 1.fıkrası hükmünün aynen yerine getirilmesi halinde, tebligat memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve adreste bulunmadığı tevsik edilmiş ve tebligatın Tebligat Kanununun 21.maddesinde öngörülen koşulla yapıldığı kabul edilir. Tebligat yöntemine uyulmayarak davalıya yapılan tebliğ ile yokluğunda yargılama yapılması savunma hakkını ortadan kaldırmış bulunduğundan HUMK"nun 73.maddesine aykırı bir şekilde yapılıp bitirilen yargılamaya dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 24.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Hemen Ara