(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/10265 E. , 2010/1820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, beş adet taşınmazdaki paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, paydaşlığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı, ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ve taraflar arasında ittifaklı olan muhdesatların değerleri belirlenmiş, ancak oranlama yapılmamıştır. Muhdesat bedelleri ile arz bedeli ayrı, ayrı belirlenip oranlaması yapılarak satışına karar verilmesi gerekirken, taşınmazdaki muhdesatların değerleri belirlenmesine rağmen oranlama yapılmadan satış kararı verilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranı belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.