Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/13477 Esas 2012/2538 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13477
Karar No: 2012/2538
Karar Tarihi: 24.02.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/13477 Esas 2012/2538 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2011/13477 E.  ,  2012/2538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dosyada karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 02.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davalı, zamanaşımının gerçekleştiğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Müdahiller, aynı taşınmazların davacı tarafından kendilerine satıldığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu yapılan taşınmaz kayıtlarında 3083 sayılı Yasa uyarınca konulan kısıtlama şerhi bulunduğundan bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
    Hükmü, davacı ve davalı temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile özellikle hakimin takdirine göre davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılması isteminin reddine dair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacının temyiz itirazlarına gelince;
    Davada dayanılan 22.03.1969 tarihli satış vaadi sözleşmesinden, davalının mirasbırakanı olduğu anlaşılan ...’in ...’de ... muhtarlığına bağlı ... hudutları dahilindeki taşınmazlarını davacıya
    satmayı vaat ettiği görülmektedir. Gerçekten, taşınmazların tapu kayıtlarına 3083 sayılı Yasa uyarınca kısıtlama şerhi konulduğu görülmektedir.
    3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 4626 sayılı Kanunun 2.maddesiyle değiştirilmiş ve 13.maddesi hükmüne göre bu kanunun resmi gazetede yayınlandığı 13.02.2001 tarihinden itibaren uygulama alanı olarak tespit edilen yerlerdeki kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması ve tapuya tescili sonlandırılıncaya kadar gerçek kişilerle, özel hukuk kişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliğinin devir ve temlik edilemeyeceği, bu arazilerin ipotek edilemeyeceği ve satış vaadine konu olamayacağı hükme bağlanmıştır. Yasa uyarınca kısıtlama süresi 5 yıldır. Ancak, toplulaştırma çalışmalarının kısıtlama süresi içinde tamamlanamaması halinde, bu sürenin 5 yıla kadar uzatılabilmesi mümkündür. Ne var ki, kanunun öngördüğü yasaklama şahsi borç doğuran satış vaadi sözleşmesinin yapılışıyla ilgili değil, temliki tasarrufa ilişkindir. Dolayısıyla, davada 22.03.1969 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanılabilir. O yüzden, sözleşmenin ifa olanağı bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekmektedir.
    Bütün bu açıklamalara göre yapılması gereken iş, uygulama alanı olarak tespit edilen yerlerde bulunan dava konusu taşınmazların kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlerinin tamamlanması ve tapuya tescil işlemlerinin yapılıp yapılmadığı, kısaca yasada öngörülen kısıtlama süresinin dolup dolmadığı, uygulama biriminden dava konusu taşınmazların bulunduğu köy ada, parsel numaraları da belirtilerek sorulup saptanmalı, istem bu araştırmanın sonucuna uygun gerekirse çekişmenin esası da incelenerek sonuçlandırılmalıdır.
    Değinilen yönlerin gözardı edilmesi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1).bentte açıklanan nedenlerle davalının bütün temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2).bentte yazılı nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 24.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara