Esas No: 2012/1152
Karar No: 2012/2522
Karar Tarihi: 23.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1152 Esas 2012/2522 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.05.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı bakanlık, davalı idare ile yapılan protokol gereği inşa edilen yağmur suyu hattından ... Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü arazisi içinde bulunan ... göletine kanalizasyon karıştığının belirlendiğini, ayrıca yapılan inşaat sırasında gölet çevresinde bulunan duvar ve demir korkuluğa zarar verildiğini ileri sürerek müdahalenin meni ve gölet ve çevresinin eski hale getirilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, yağmur ve atık su hatlarının ayrı ayrı yapıldığını, gölette bir kirlilik bulunmadığını ve gölet çevresindeki duvar ve korkuluk ile ilgili olarak yüklenici firmadan bir bilgi gelmediğini ve buna ilişkin olarak da bir sorumluluklarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, drenaj suyuna kanalizasyon suyunun karışarak ... göletine akıtılması ile ilgili davalı idarenin müdahalesinin menine, davacının, göletin doğal yapısı, duvar ve korkuluklara verilen zarar konusundaki haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Hükmü davacı ... davalı temyiz etmiş karar Dairemizin 09.11.2009 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulmuş davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı bakanlık temyiz etmiştir.
Davadaki istemin dayanağı komşuluk hukukundan kaynaklanmaktadır. Gerçekten Türk Medeni Kanununun 737. maddesi uyarınca bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkından doğan yetkileri ve özellikle işletme faaliyetlerini komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıklardan kaçınmak zorundadır. Komşudan kasıt sadece birbirine komşu taşınmaz malikleri değil, taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkını taşkın kullanması sebebiyle olumsuz olarak etkileyecek herkestir. Kullanmanın taşkınlık olup olmadığı kullanmanın niteliğine taşınmazların bulunduğu mevkii ve mahiyetlerine ve de mahalli örf ve adete göre belirlenir.
Komşu taşınmazlardan birinde ortaya çıkan zarardan komşunun sorumlu tutulabilmesi için öncelikle taşkın kullanım sayılan bir durumun olup olmadığı bundan dolayı ortaya çıkan bir zararın bulunup bulunmadığı zararla taşkın kullanım arasında illiyet bağı olup olmadığı unsurlarının üzerinde durulması gerekir.
Komşuluk hukukuna ve komşunun sorumluluğunun koşullarına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Alınan numunelerin sonucunu belirleyen kimyager ve çevre mühendisi kişiler tarafından düzenlenen 17.12.2010 tarihli raporda ... göletinde Su Kirliliği Yönetmeliği ve bunda yapılan değişikliklerde belirlenen kriterlere göre 1 ve 2 numaralı numune sularda az kirlenmiş, 3 numaralı numune suda ise çok kirlenmiş su vasıflarının olduğu saptanmıştır. Bu saptamaya göre gölette bir zararın varlığı ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Yerinde yapılan keşif sonucu bilirkişilerin düzenledikleri 22.02.2011 tarihli raporda ise, gölette oluşan kirlenmenin davalı ... tarafından yapılan yağmur suyu desarj hattından kaynaklanmadığı, bu kirlenmenin dava dışı ... idaresine ait kapakla birlikte hangi kuruma ait olduğu belli olmayan ve içersinden akan suyu çok kirli olarak değerlendirileceği ve suyun buraya nereden geldiği belli olmayan rögardan kaynaklandığı ve dolayısıyla bu rögarın iptal edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Yukarıda belirtilen rapordaki olgu ve bulgulara göre ... göletinde bir kirlenmenin bulunduğu ancak bu kirlenmeye hangi kurumun neden olduğu belli değildir. Bilirkişilere göre kirlilik ... amblemi bulunan ve hangi kuruma ait olduğu belli olmayan rögarlardan kaynaklanmaktadır. Ne var ki ne bilirkişiler ne de mahkemece bu rögarlar üzerinde ...’nin lağvından sonra davalı ...’ye kanundan kaynaklanan bir nedenle veya doğrudan doğruya düşen bir sorumluluk olup olmadığı hususu üzerinde durulmamıştır. Şayet belirtilen şekilde bir araştırma yapılıp davalı ...’ye kirlilikten
kaynaklanan bir sorumluluk düşmekte ise zararla davalının eylemi arasında bir illiyet bağı kurulmuş olacağından bu zarardan ve zararın giderilmesinden davalı ... sorumlu olacaktır.
Değinilen bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ve araştırmayla davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 23.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.