Esas No: 2012/1353
Karar No: 2012/2510
Karar Tarihi: 23.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1353 Esas 2012/2510 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
İstekli ..."un görülmekte olan tapu iptali tescil davasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemini içerir 08.12.2011 tarihli talebinin reddine dair 30.12.2011 tarihli kararın Yargıtayca incelenmesi istekli vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
İstekli ..., ..."ün ... ve ... Şti. aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasında dava konusu olan 12 no"lu bağımsız bölüm kaydına davacının ihtiyati tedbir talep etmesi üzerine tedbir kararı verildiğini, 12 no"lu bağımsız bölümün 28.05.2010 tarihinde tapu iptali tescil davasının davalısı ..."dan satın aldığını, taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olması nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, üçüncü şahıs durumunda olan istekli ..."un 04.10.2011 tarihinde de tedbirin kaldırılması talebinde bulunduğunu ve reddedildiği belirtilerek istemi reddetmiştir.
Tedbirin kaldırılması isteminin reddi kararını istekli ... temyiz etmiştir.
Bilindiği gibi, uyuşmazlıkların çözümü için dava yolu tercih edildiğinde bu davanın belli bir süreci alacağı da bilinmektedir. İşte bu süreçte dava konusu hakkın elde edilmesini ortadan kaldıracak bir takım riskler söz konusu olabilir. Bu bağlamda da yargılama hukukunda kesin hukuki himaye sonucunun ortaya çıkmasına kadar yargılama öncesinde veya sonrasında meydana gelebilecek tehlikelerden ve sakıncalardan davalı veya davacıyı hatta üçüncü kişiyi korumak için yargı organlarınca verilen geniş veya dar kapsamlı geçici hukuki himaye tedbirleri öngörülmüştür(..., Geçici Hukuki
Himaye Tedbirleri, ... 2001, C.I, s. 32.). Hukuk Muhakemeleri Kanunu 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kurumu da geçici hukuki himaye tedbirlerinden birisi hatta en sık başvurulanıdır.
Anılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389.maddesi uyarınca; mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi ya da gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir.
Somut olayda; tapu iptali tescil davası açan ... 28017 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yüklenici ... Şti."nden 8, 11 ve 12 numaralı bağımsız bölümleri satın aldığını, ancak emlakçı aracılığıyla bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere satma girişiminde bulunulduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir talebinde de bulunmuş, tensiple birlikte 06.08.2010 tarihinde de ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. İhtiyati tedbir kararına daha önce yapılan itiraz reddedilmiş, istekli ... mülkiyet hakkının kısıtlandığı ve iyiniyetli alıcı olduğu iddiasıyla yeniden tedbirin kaldırılmasını istemektedir.
Yukarıda da açıklandığı gibi tedbir kararı kapsamında olan 12 numaralı bağımsız bölüm tapu iptali tescil davasının konusudur. Ancak, bu bağımsız bölüm 28.05.2010 tarihinde istekli ... tarafından tapudan satın alınmıştır. Mülkiyet alıcıya geçtikten sonra açılan tapu iptali tescil davası sırasında mahkemece tensip kararı ile birlikte tedbir kararı da verilmiştir. Ne var ki, 12 numaralı bağımsız bölüm davalılar adına kayıtlı değildir. Kayıt maliki de davanın tarafı konumunda değildir. Bu durumda davanın taraflarına ait olmayan ve davada yer almayan üçüncü kişinin mülkiyet hakkını kısıtlar şekilde tedbir kararı verilmesi anılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389.maddesine de aykırılık oluşturmaktadır.
Mahkemece, ihtiyati tedbir kararına ilişkin ara kararını kaldıracak şekilde isteklinin talebinin kabulü gerekirken soyut gerekçelerle reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.